260 entry daha
  • çanakkale dönüşü arızalanan arabam yüzünden bir hafta gidemedim sahile. orada sandalyemi kurup kitap okuyup, müzik dinlemeye...
    bugün servise gidip, onarımdaki aracımın bagajından en küçük portatif sandalyemi alıp üsküdar'dan moda sahile yürüdüm.
    yoruldum biraz, oturup müziğimi açıp kitabıma daldım.

    gün batımını izledim. ki en büyük keyif budur moda sahilde.
    güneş çekildikten sonra hava hızla soğudu. yanımda getirdiğim polar hırkamı giydim ama kesmedi.
    bir çay içeyim dedim.
    moda 1'de 2 çay satıcısı var. ikisini de tanıyorum. biri uzaktan el sallaya sallaya önümden geçerken çay istedim.
    emrin olur abi diyerek getirdi çayımı.
    parasını ödeyeyim diye ayağa kalktım, ellerime yapıştı adam. adı seyfi bu arada. seyfettin'in seyfisi. benim ikramın abi rica ederim dedi. öyle olmaz desem de almadı.
    “ben sizi merak ettim kaç gündür, endişelendim. bana selam vereni, insan yerine koyanı unutmam, iyi olduğunuzu gördüm, sevinçten el salladım. bu bana yeter.” dedi.
    ne diyeceğimi bilemedim.
    alt tarafı 5 liralık çay.
    ama yapılanın, söylenenin değeri biçilemez.

    toplum olarak en çok özlediğimiz değerler bunlar.
    ne çok özlemişiz.
    kutuplaşmaktan unutmuşuz basit, duyguları olan bir “insan” olduğumuzu.

    edit: debe teşekkürü
    bu kadar hassas olup bir de okumayı seven güzel insanlar; selam olsun hepinize.
24 entry daha
hesabın var mı? giriş yap