5 entry daha
  • yabani kalbin yakınlarında isimli romanıyla tanıyıp kalemine aşık olduğum müthiş yazar.

    "ah acımak o zaman hissettiğim şey işte. acımak benim sevme biçimim. nefret etme ve iletişim kurma biçimim. beni dünyada tutan şey, bazı insanlar arzuyla nasıl durursa dünyada, bazısı da korkuyla, öyle. haberim olmadan olan şeylere acımak. ama yorgunum bugünkü neşeme rağmen, kim bilir nereden gelen neşe, bir yaz sabahının neşesi gibi."

    "otavio onu kendisine, joana'nın olmadığı bir şeye dönüştürmüştü, joana da bunu hem kendine hem de ona acıdığından kabullenmişti çünkü ikisi de aşk yoluyla birbirlerini özgürleştirmeyi beceremiyorlardı. çünkü joana kendi acı çekme korkusunu, isyan sınırının ötesine geçememe beceriksizliğini uysalca kabullenmşti. dahası: nasıl olur da kendini hapsetmesine izin vermeden bir adama bağlayabilirdi kendini? nasıl bedeninin ve ruhunun etrafına dört duvarını çıkmasına engel olabilirdi? şeylere onlar tarafından sahip olunmadan sahip olmanın bir yolu var mıydı?"

    "müziğin bazı anları. müzik düşünceyle aynı kategorideydi, ikisi de aynı harekette ve türde titreşiyordu. düşünceyle aynı nitelikte, duyulduğunda öyle içtendi ki joana en ufak nüansın tekrarlandığını duysa seslerin nasıl da ele geçirildiğine ve dağıldığına şaşıyordu. popüler olunca ahengini duymuyordu artık -o zaman onun olmuyordu artık."

    "mutlu olmuş olduğumu unutmamalıyım, diye düşündüm, insanın olabileceğinden çok daha mutlu olduğumu. ama unuttum, hep unutmuşumdur."

    "yavaş yavaş fark etti ki varlığındaki en değerli şeyden vazgeçmeyi seçmişti, joana'nın tarafında yaşamayı başarabilmiş o küçük acı çeken parça. ve bir an acıdan sonra, sanki kendini terk ediyormuş gibi, gözleri yorgunluktan parıldadı, bir şeyi gelecek için daha çok istemenin acizliğini hissetti."

    "daha da fazlasını istiyordu hatta: hep yeniden doğmak; öğrendiği, gördüğü, her şeyi paramparça etmek ve kendini her küçük eylemin anlamı olan, havası sanki ilk kez solunuyormuş gibi olan yeni bir alanda yeniden başlatmak."

    "en kötüsü de az önce düşündüğü her şeyi karalayabilirdi."

    "belli bir oranda acı çekmeyle varılan insan ötesi bir güç hissi. bir dakika geçer ve güç mü yoksa mutlak güçsüzlük mü bilemezsin, bedeninle ve beyninle bir parmak oynatmak istemek ve adeta yapamamak gibi. adeta yapamamak değil: ama her şeyin aynı anda gülmesi ve ağlaması."

    "bir şeyin yoğunlaşmadan ve daha özgür yaşanırkenki halini hangi kelime ifade edebilir?"

    "hâlâ onu joana'ya iten ilk içgüdüye tutunuyordu. bir kadın olarak değil, öyle bir şey değil, istediği joana teslim olmamıştı. soğuk ve kendine güvenli olmasına ihtiyacı vardı ki çocukken yaptığı gibi şöyle söyleyebilsin, sığınmış ve neredeyse zaferle: benim hatam değil."
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap