108 entry daha
  • dünyanın en stratejik oyunlarından biri. hesaba katmanız gereken o kadar çok parametre ve öncelik sırası var ki bazen ne yapacağınızı gerçekten bilemiyorsunuz. en azından oyunu az buçuk bilen ama stratejilerden haberi olmayanlar için biraz bilgi vermek istiyorum:

    başlamadan önce önemli not: hold'em terimlerinin ingilizcelerini öğrenin çünkü bu oyunu internette türklerle değil çoğunlukla yabancılarla oynayacaksınız. aşağıya yazdıklarımın hepsi turbo "olmayan" turnuvaların tight aggressive taktikleridir. 9 kişilik bir masada, oyuna genel bir bakış açısı sunar. başta pot odds olmak üzere herhangibir konuda detaylı fikir alışverişi yapmak isteyenler mesaj fasilitesi yardımıyla bana istedikleri zaman ulaşabilirler. (rake almıyorum merak etmeyin :p)

    oyunumuza gelince; her el 4 fazdan oluşur ve her aşamada dikkate almanız gereken faktörler değişir.

    1. faz / pre-flop

    pre-flop, kartların dağıtıldığı ve herkesin ilk konuşmasını yaptığı kısımdır. hesaba katmanız gereken parametrelerin en fazla olduğu dolayısıyla da en zor faz pre-flop aşamasıdır. oyuna girip girmeyeceğinize burada karar verirsiniz.

    hold'em poker, diğer tüm poker oyunarı gibi blind'lar (kör bahisler) üzerine kuruludur. oyundaki bütün stratejinizi big ve small blind'a göre o anki pozisyonunuz belirler. diyelim 9 kişilik bir masadasınız. kartlar dağıtıldı ve sıra size geldi. ne yapmanız gerekiyor?

    öncelikle big blind'a göre konumunuza bakmalısınız. yani blind siz misiniz? değilseniz ilk siz mi konuşuyorsunuz? (under the gun) - ortalarda mısınız? (middle position) - ya da blindlardan önce en son siz mi konuşacaksınız? (cut off veya dealer) - sizden önce konuşan oldu mu? olduysa call mu etti bet mi etti? bu kişinin pozisyonu, oyun stili nedir? elinde ne kadar chip var? eğer oyuna sizden önce birden fazla kişi girerse aynı hesaplamaları diğer kişiler için de yapmanız gerekiyor.

    dediğim gibi konumunuz çok önemli. yukarıda saydıklarımın dışında sizden sonra konuşacak kaç kişinin olduğu ve bu kişilerin oyuna girme potansiyelleri, oyun stilleri ve chipleri de hayati önem taşımakta.

    bu aşamada sizlere verebileceğim tavsiyeler şu şekilde:

    • istatistiklere göre iyi bir poker oyuncusu oyunların anca %10-20'sine girer. şanslı gününüzdeyseniz flopların en fazla %30'unu görürsünüz. eğer 5 oyundan 2'sine giriyorsanız siz kafayı yemişsiniz demektir. gidin pişpirik oynayın.

    • çok ekstrem durumlar dışında 9 kişilik masalarda fp1 ve fp2 (first position), yani ilk ve ikinci konuşan olduğunuz durumlarda oyuna girilmez. çünkü diğer bütün oyuncular sizden sonra konuşacağı için oyunun kontrolü çok büyük ihtimalle elinizden çıkacaktır. yok eğer elinize aa kk qq gibi type1 kartlar geldiyse ve oyuna girmeniz gerekiyorsa bunu bir raise ile yapmanız kaçınılmazdır. zira elinizde aa bile olsa 1'den fazla oyuncuyla savaş vermek kazanma ihtimalinizi çok ama çok düşürür.

    • elinizde hangi kartların olduğu pre-flop aşamasında sandığınız kadar önemli değil. hatta şöyle diyeyim bütün parametrelerden sonra bakmanız gereken en son şey. çünkü ne de olsa hangi kartlarla oyuna girmemiz gerektiğini az çok biliyoruz (bilmeyenlere de birazdan bildireceğim).

    • pozisyonunuzla ilgili kararı verdikten sonra masanın durumuna bakın. loose bir masa mı? yani herkes sıklıka oyuna mı giriyor? ya da tight bir masa mı? insanlar tek tük mü oyuna giriyorlar? bu bilgi, sizinle birlikte oyunda kaç kişinin olacağını önceden tahmin etmeniz açısından çok önemli. bu arada ek bir bilgi: masa yapısı neyse siz tam tersi bir rol üstlenin. yani insanlar korkak oynuyorsa siz biraz daha cesur olun. family pot dediğimiz, ipini koparanın otu boku call ettiği boktan bir masaysa ağır abi rolünü üstlenin. sürekli fold edin. nediren flop görün.

    • aynı gözlemi oyuncular için de yapın. yani diyelim masa normal bir masa. peki arada sivriler var mı? mesela oyuna girdiğiniz takdirde elinde bok bile olsa flopu görmek isteyecek flop fetişi arkadaş (ki her masada en az bir tane olur bunlardan) sizin önünüzde mi oturuyor yoksa arkanızda mı? yani o lafını söylemişse sorun yok. ama sizden sonra konuşacaksa onun hareketlerini de tahmin etmeniz gerekmekte.

    • peki chipinizin big blind'a oranı ne kadar? big blind'ın 10 katından fazlaysanız ve anteler ödenmeye başlamanmışsa (turnuvalar için konuşuyorum) henüz durumunuz çok kötü değil demektir. ama big blind'ın 10 katından azsanız, artık sizin hasar verme gücünüz bitmiş demektir. böyle bir durumda oyuna all-in ile girmeniz gerekiyor. aksi takdirde sadece raise ederek girdiğiniz zaman flop'u gördükten sonra rakibinizi caydıracak kadar continuation bet vermeniz mümkün olmayacaktır.

    • diyelim chipiniz big blind'in çok çok üstünde. yani blind out olma riski söz konusu değil. istediğiniz gibi call, bet edebilirsiniz ama money management safhası henüz bitmedi malesef. şimdi elinizdeki chipleri diğer oyuncularınkiyle karşılaştırmanız gerekiyor. şöyle düşünün: pozisyonunuz, para durumunuz, eliniz iyi bile olsa, sizden sonra konuşacak olan kişinin sizin elinizdekinin 5 katı chip'e sahip olması halinde rakibin saçma sapan bir re-raise'inde gözleriniz yaşlarla dolabilir. ya da sizin paranız çoksa, yapacağınız bir raise caydırıcı bir etki yaratabilir. rakibinizi kaçırmak mı istiyorsunuz yoksa oyuna sokmak mı? buna da karar vermek önemli. ayrıca blind out olma sınırında az chip'i kalmış oyuncular saatli bomba gibidir. olmadık kartlarla olmadık agrasyonlar yapıp sizi saçma sapan hezimetlere uğratabilirler. özellikle blind hırsızlarına benden söylemesi...

    • bütün bu detayları düşündükten sonra (ki ıskaladığım bir kaç ayrıntı daha olduğuna adım gibi eminim) artık gönül rahatlığıyla elimize bakıp "aa zaten 7 2'ymiş" deyip fold edebiliriz :) evet sıra geldi kartlara. burda iş yine neredeyse tamamen matematiksel. ben tight aggressive stili benimsemiş bir oyuncu olarak first positiondan beş gezegen biraraya gelmediği sürece sadece şu karlarla oyuna giriyorum: aa, kk, qq, jj, 10 10, ak, aq. ister inanın ister inanmayın ama kaliteli oyuncuların olduğu bir masada fp1 veya 2'den aj ile dahi oyuna girmek çok doğru bir hareket sayılmaz. 10 10'un altındaki pairlerle oyuna girerken de "genelde" raise edilmez. sizden önce raise gelmemişse call edilir. raise gelirse fold edilir. (tabi bu noktada pot odd, implied pot odd ve position kavramları devreye giriyor. karışık bir hesap olduğu için kısaca small pairlerinize fazla güvenmeyin diyerek geçiştiriyorum) ayrıca flop açıldıktan sonra pairinizden daha yüksek bir kart görürseniz yine size fold yolları göründü demektir. unutmayın oyunda 1'den fazla rakibiniz olduğu an elinizdeki kartların gücü korkunç bir derecede zayıflar. 1'e 1'de herhangibir pair çok güçlüyken 2 rakibe karşı aniden çok güçsüz bir durumda bulabilirsiniz kendinizi. zaten pair ile oyuna girme amacımız set olmak. bu bilinçle oynamazsanız sadece sağa sola bağış yapmış olursunuz.

    • bu arada bet etme tekniğini de biraz anlatayım. normalde oyuna girerken big blind'ın 3 katı bet edilir. eğer ante varsa 2.5 katı bet etmeniz gerekmektedir. rakiplerinizi kaçırmak istiyor veya elinize çok güveniyorsanız first positiondan big blind'ın 4 katı da bet edebilirsiniz ama her zaman standart betler vermek elinizin okunabilirliğini azaltma açısından önem arz eder. pot hesabı çok önemlidir. yerde 30$ pot varsa ve siz durduk yere 180$ bet ediyorsanız genelde "al hayrını gör" nidalarıyla kafanıza foldları yersiniz. tabi bu iyi senaryo. daha kötüsü elinde güçlü kartları olan birinin betinizi görüp, hatta belki de yükseltip o kartları bir tarafınıza sokması olacaktır ki bu hiç de hoş olmaz. yani big blind 20$ ise paşa paşa 60$ betinizi yapın ve bekleyin. zaten pre-flop aşamasında üzerinize re-raise gelirse çok büyük ihtimalle boku yemişsiniz demektir. unutmayın, karşınızdaki rakip gerizekalı bile olsa aa çekip raise etmesini akıl edebiliyor. dolayısıyla elinizdeki kartlar type1, yani aa, kk, qq, jj, ak(suited) olmadığı sürece herhangibir re-raise'e eyvallah deyip sineye çekiyoruz.

    2. faz / flop

    eğer ki rakibinizi caydıramamış veya all-in'e sürüklememiş iseniz oynamanız gereken ikinci aşama flop'tur. flop genelde iyi oyuncunun kazanıp kazanmadığını anladığı aşamadır. artık düşünürken öncelik sıralamanız değişti. elinizle flop arasındaki ilişki değer olarak 1. sırayı aldı.

    • elinize baktınız, yere baktınız. durum vahim. burda artık ya check edip rakibin bet etmesini bekleyecek, ya da pre-flop aşamasında eğer ilk raise eden kişi siz idiyseniz bir continuation bet ile durumu kurtarmaya çalışacaksınızdır. unutmayın blöf çok sık yapılırsa etkisini kaybeder. raisenizi ettiniz, flop size uymadı. paşa paşa fold etmesini öğrenin önce. blöf yapacağınız zamanlar da gelecek ki fold etmek sanılanın aksine zor bir karardır ve güç göstergesidir. sinirlerine hakim olup, yenildiğini kabul eden iyi oyuncu fold eder ve rakiplerinden respect point kazanır. daha sonra da bu respect pointleri olmadık pozisyonlarda harcar. yok illa ki "continuation bet yapıcam ben" diyorsanız 2'den fazla rakibiniz olmasın. eğer o sırada oyun içinde siz dahil 4 veya daha fazla kişi varsa şans illaki birine gülmüştür ve sizi ölene kadar kovalayacaktır. tabi ki pokerde mucizevi olaylar olur. turn'de, riverda inanılmaz kartlar açılıp sizi sevindirip üzebilir ama unutmayın poker "ulan ya gelirse, ya tutarsa"larla değil "işte şimdi yaktım çıranı"larla kazanılan bir oyundur.

    • birçok acemi oyuncunun donuna kadar soyulmasının en önemli nedeni staight ve flush sevdasıdır. uzak durun. iyi oyuncular acemilerin bu sevdalarından çok güzel faydalanırlar. zaten flopta straight veya flush olduysanız iyi oyuncudan daha fazla para alamazsınız. yok eğer o şansı kovalamaya kalkarsanız kanınızı emdirmeye hazır olun. illa ki günün birinde lucky river'ı bulup "yuppiiiii" diye sevinirsiniz ama o güne kadar kaybettiklerinizin es kaza çeteresini tutarsanız ne demek istediğimi çok daha iyi anlarsınız.

    • diyelim flop açıldı ve kendinizi avantajlı bir pozisyonda buldunuz. bu high pair, 2 pairs veya 3 of a kind durumu olabilir. flop fazında bir oyuncunun flush olma ihtimali %1'dir. keza straight olma ihtimali de o civarda bir şey. peki avantajlıyken ne yapmalı? öncelikle turn ve river'ın sizin avantajınızın içine etme ihtimalini hesaplamalısınız. buna göre rakiplerinize diğer kartları göstertmek isteyip istemediğinize karar vereceksiniz. bu aşamada yüksek bir raise ile rakiplerinizi caydırmayı veya tehlike görmüyorsanız ufak bir raise veya check ile slow play moduna geçmeyi düşünebilirsiniz. ancak bir konuda uyarmalıyım. poker tarihi midyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olan makus talihli slow playzedelerle doludur. bu aşamada durumu fazla budaklandırmadan caydırıcı bir raise ile rakipleri kaçırmak en temizidir. turn veya river'ı göstertecekseniz bunun bir bedeli olmalıdır. ayrıca turn'de hala 2 kişiden fazlası oyundaysa genellikle o fazlalığı yaratan kişi veya kişiler (kartlar açıldığında kim olduğunu anlarsınız) saçma sapan hayaller peşinde koşan stragiht'çi veya flush'çı fetişist arkadaşlardır. ve üzülerek söylüyorum bu kişiler çok tehlikeli olurlar. o safhada açılan 2 bile size ölümcül sonuçlar doğurabilir. zira poker masaları kazanma ihtimali zokarilyon'da bir olan a2 ile oyuna girip ölene kadar straight kovalayan dallamalarla doludur. bu kişilere kızmayın. zira onlar olmasa pokerde kimi böyle rahat yeneriz ki?

    3. faz / turn

    birilerinin "ben kaşınıyorum abi beni kaşıyın" diye bağırdığı faz'a turn denir. turn'de artık işler iyice kızışır. onun için dikkat edin de kaşınan siz olmayın.

    • bu fazda dikkat etmeniz gereken 1. şey sürükleyen mi yoksa sürüklenen mi olduğunuzdur. bu aşamada sürükleyenin şansı artar. çünkü artık açılacak sadece 1 kart kalmıştır ve yüksek bir raise ile isterse onu da açtırmayabilir. sürüklenenin ise duruma göre blöf yapması söz konusu olabilir. ama dediğim gibi eğer flopta fold etmediyseniz bari burada kaşınmayın ve fold edin. unutmayın poker fold ederek kazanılır "bi bok yok lan sende, blöf yapıyosun ibibik" diyerek değil.

    • eğer hala 1'den fazla rakibiniz varsa dikkat etmekte fayda var. ayrıca bu aşamada implied pot odds da ekstra önem kazanır. eğer ki yerdeki pot'un üstüne ufak bir raise gelmişse ve siz sürüklenen konumundaysanız gün sizin gününüzdür. bu fırsatı kaçırmayın ve river'ı da görmeden ölmeyin.

    • turn, straightçilerin genelde ya herro ya merro dedikleri aşamadır. istedikleri kart turn'de gelmezse genelde bu aşamada herhangi bir raise'de yelkenleri suya indirirler. dolayısıyla kaybolan bir straight şansı ve fold eden bir rakibiniz varsa kendisini "fish" olarak etiketleyebilirsiniz.

    4. faz / river

    dananın kuyruğunun koptuğu aşama river'dır. ayrıca acemilerin blöf riskinin en aza indiği, ustalarınkinin de en fazlaya çıktığı aşamadır. ama yine de unutmamakta fayda var. en az blöf yapan acemi, en çok blöf yapan ustadan yine de daha fazla blöf yapar. bunun sebebi oyuna doğru zamanda girmeyi bilmediği için flop veya devamı işine yaramaz. fold etmeyi de kendine yediremediği için blöfü dayar da dayar. tabii ki çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüde sıçar.

    • riverda artık kazanıp kazanmadığınızı anlamış olmanız lazımdır. bu safhada işinizi şansa bırakmak çok da doğru değildir çünkü kaybederseniz donunuza kadar kaybedersiniz.

    • peki kazanıp kazanmadığınızı nasıl anlarsınız? öncelikle söyleyeyim yere 5 kart açtırırsanız, high pair (aa bile olsa) ile kazanmanız, birden fazla rakibinizin olduğu durumlarda çok çok zordur. yerde straight veya flush şansı varsa ve bu dakikaya kadar sizi kovalayan rakip artık raise ediyorsa dealer'a sizi siktiği için teşekkürü borç bilip fold etmenin vakti gelmiş demektir. straight ile kazanıp kazanmadığınızı anlamanız kolay iken flush'ta durum biraz daha karışıktır. zira iki kişinin de flush ama birinin staight flush veya high flush olduğu durumlar, poker masalarının en dramatik sahnelerinin yaşandığı anlardır.

    son birkaç not:

    - fold etmenin gücüne inanın. bırakın tarih sizi affetsin. bazen fold ettiğinizde yer tam sizin istediğiniz gibi açılır. küfür edip bir sonraki el gaza gelmeyin. olur böyle şeyler.

    - rakibiniz süzme salak bile olsa, bu onun elinin sizin elinizden daha iyi olabileceği gerçeğini değiştirmez. rakibinize saygı gösterin.

    - eğer birinin all-in'ini görebilecek durumdaysanız onu beklemeden siz all in verin. bırakın o düşünsün.

    - kartların güç dengeleri çok değişkendir. 1'e 1'de çok güçlü olan bir el, 3 rakibe karşı hava civadan ibaret olabilir. mesela 3 3, 5 5, 7 7 gibi low pairler hava civaya mükemmel birer örnektir.

    - a'nın yanına 10'dan aşağı bir kartla oyuna girmek (1'e 1 olunmadığı sürece) pek doğru değildir.

    - kaybetmeyi hazmetmek çok önemlidir. poker oynarken zaten oyunların %90'ını kaybedersiniz. başarınızı bir kaç oyuna göre değil zaman kıstasına göre ölçün. atıyorum 1 hafta boyunca şansınız yaver gitmemiş olabilir. ama ay sonunda artıya geçtiyseniz her şey yolunda demektir.

    - poker çabuk öğrenilir ama ustalaşması zaman alır. örneğin ben birçok şeyi çok kısa zamanda öğrendim ama bana "yukarıda yazdıklarının yarısını doğru düzgün uygulayabiliyor musun?" derseniz "nerdeeeeeee..." diye cevap veririm ki yukarıda yazılanlar benim edindiğim bilgi ve tecrübenin harmanıdır. isteyen pokeri istediği gibi oynar ama benim seçtiğim yol bu.
205 entry daha
hesabın var mı? giriş yap