öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

• kur'an'ın yüce yaratıcıdan geldiğinin apaçık kanıtlarından biri olan rosette nebula'dır.
  
  nebula'lar evrenin ilk oluşumu ardından uzaya dağılan toz bulutlarıdır. bilim insanları tarafından güle benzetildiği için "rosette" adı verilen ve dünyamızdan 5219 ışık yılı uzaklıkta bulunan gökteki gülümüz, 6236 ayetin (delilin) 1'inde kendisine yer bulmuştur.
  
  görsel
  
  rahman ve rahim olan allah'ın yüce adıyla!
  
  rahman 37: gök yarılıp da kızarmış bir yağ gibi gül renginde olduğu zaman.
  
  ayette, "gül" ile "kızarmış bir yağ" meali verilen "verdeten" ve "keddihan" kelimelerine farklı kaynaklardan bakalım.
  
  gül:
  
  görsel
  
  görsel
  
  görsel
  
  kızarmış, erimiş yağ/yağlı boya:
  
  görsel
  
  görsel
  
  görsel
  
  sonuç olarak, yüce allah, gökyüzünde yağlı boya veyahut erimiş kızgın yağ gibi gökte durmakta olan kıpkırmızı bir gül şeklinde delile açıkça işaret etmektedir. rosette nebula ise ayette tarif edilen görüntüye kusursuz bir şekilde uyum sağlamaktadır.
  
  gök ve yer ilk başta bitişikti, patlamayla ayrılma hadisesi gerçekleştikten sonra gezegenler, yıldızlar, galaksiler, nebula'lar vs. adeta uzayın her bir yanına dağıldılar. (bkz: #153297996)
  
  gök yarıldıktan itibaren, evren ilk başta bir bütün iken yer ve gök olarak ayrılıp yarıldıkları zamanın ardından, nebula'lardan biri, 130 ışık yılı genişliğiyle, anlayacağımız hesapla 1170 trilyon kilometrelik çapıyla, yani dünyamızdan tam olarak 91 trilyon 829 milyar 526 milyon 724 bin 746 kat daha büyük boyutuyla evrenimizi süslemiştir.
  
  tüm insanlar ve cinler toplansa böyle bir bilgiyi kitapta vermeyi bırakın, akıllarının ucundan dahi geçiremezlerdi, zira bu apaçık gayb bilgisidir, hangi akıl, hangi mantık 1400 yıl önce veya keşfedilmeden önceki her bir zaman diliminde, "gökte yağlı boya şeklinde gül var" diyerek bir yorumda bulunsun, dahası neden böyle bir şey söylesin? ayrıca, bu ayetin (delilin), her ayetinde başka bir kudreti ve ilmi konu yapıp anlatan rahman suresinde geçmesi de akıl sahipleri için özellikle manidar bir olaydır. rabbimiz olan allah, ne bilgi, ne söylemin mantıksallığı/tutarlılığı olarak bilinmesi ve kitapta yer verilmesi hiçbir varlık için mümkün olmayan bu gerçeği bize bildirmesinin hemen ardından, rahman 38. ayette, çok keskin ve net bir ifadeyle, "şimdi rabbinizin hangi nimetini inkar ediyorsunuz?" buyurmaktadır. allah'ın kudreti karşısında biz aciz kullarına sadece subhanallah demek düşmektedir.
  
  evrendeki her bir tanenin, her bir zerrenin sahibi ve mutlak yaratıcısı olan yüce allah, insanoğlu'ndan 5219 ışık yılı uzaklıkta bulunan mülkünden bize haber verdiği için, ne kadar şükretsek azdır. alemlerin rabbi olan allah'ın şanı ne yücedir!
  
  rahman ve rahim olan allah'ın yüce adıyla!
  
  isra 88: de ki: “andolsun, bu kur'ân'ın bir benzerini ortaya koymak üzere insanlar ve cinler bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, benzerini getiremezler.”
  
  fussilet 53: onlara dış âlemdeki ve kendi içlerindeki âyetlerimizi/doğa kanunlarını göstereceğiz. böylece kur'ân'ın gerçek olduğunu anlayacaklardır. “rabbinin her şeye tanık olması onlara yetmiyor mu?”
  
  bakara 117: o, gökleri ve yeri hiçbir şeyi örnek almadan yaratandır. bir şeyin olmasını istediğinde, ona sadece “ol.” der, o da oluverir.
  
  al-i imran 5: yerde ve gökte hiçbir şey allah'a gizli değildir.
  
  en'am 59: gaybın anahtarları allah'ın yanındadır; onları o'ndan başkası bilemez. o, karada ve denizde ne varsa bilir. o'nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. yerin karanlıkları içindeki tek bir tane, yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.
  
  tevbe 116: göklerin ve yerin mülkü allah'ındır; yaşatan ve öldüren o'dur. sizin allah'tan başka ne bir dost, ne de yardımcınız vardır.
  
  bakara 255: allah, kendisinden başka hiçbir ilâh olmayandır. diridir, kayyumdur. o’nu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. göklerdeki her şey, yerdeki her şey o’nundur. izni olmaksızın o’nun katında şefaatte bulunacak kimdir? o, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri bilir. onlar o’nun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. o’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. gökleri ve yeri koruyup gözetmek o’na güç gelmez. o, yücedir, büyüktür.
  
  referans:
  
  https://tr.m.wikipedia.org/wiki/rozet_bulutsusu