2 entry daha
  • bu yılın homofobiklere bir ömür gibi gelen onur ayını geride bıraktık. kutlamayı, yürüyüşü geçtim artık, lgbt ile ilgili açılan nefret ve hedef gösterici türlü türlü başlıktan sonra anlıyoruz ki bu ülkede hala eşcinselliği açık bir şekilde yaşamak çok zor. çünkü siz açık olduğunuzda bunu birilerinin “gözüne sokuyor” oluyorsunuz, karşınızdaki kişi sizi “götünü siktiren mi yoksa göt siken mi” olarak hayal ediyor ya da saçma bir şekilde saygı duymadıklarını ifade etmekle yükümlü hissediyor. elbette açık görüşlü, iyi niyetli insanlar var etrafınızda, ama kendini en seküler, modern, atatürkçü gören insanlarda bile konu lgbt'ye gelince en iyi ihtimalle kafalarını kuma gömme davranışını görünce bu toplumdaki görünürlüğünüzü sorgulama ihtiyacı hissediyorsunuz.

    çok belirleyici bir ölçüt değil bu ama şöyle bir tespitte bulunayım: ara ara instagram'da takip ettiğim yabancı gay profillerinde erkekler paylaştıkları gönderilere #gayespaña #spanishgay #israeligay #gayuk #gayus… gibi hashtag'ler ekleyip paylaşabiliyorlar. arada bir #turkishgay ya da #turkgay diye arattığımda çıkan profiller ya sonradan yurtdışına taşınmış eşcinseller ya da halihazırda avrupa'da doğmuş, yabancı pasaportlu gurbetçi çocukları. böyle basit aptal bir hashtag'i bile ülke sınırlarından temelli çıktığında, linç edilmekten, mahalle baskısından kilometrelerce uzakta koyabiliyor insanlar yani. çünkü burada en yakın aile bireyinden dahi yiyebileceği bir linç kültürü sadece bir tık uzağında. sonradan desteklemesine rağmen ilk başta ablam bir erkek olarak instagram hesabımda paylaştığım amigurumilerime karşı çıkmıştı “ne gerek var, neden paylaşıyorsun ki?” diye mesaj atarak. aileme ve yakın arkadaş çevreme açık biri olarak herhalde basit bir fotoğrafı #gay hashtag'iyle paylaşsam ne olur bilmiyorum artık.

    hala salakça bir ümidim var bu durumda ülkede lgbt haklarının iyileştirilmesiyle ilgili ama ben görebilir miyim bilmiyorum. en iyi ihtimalle bir silver daddy olarak görürüm diye düşünüyorum. hayırlısı. *
hesabın var mı? giriş yap