9 entry daha
  • neden sinema falan diye sorarlar ya bazen. ben de buradan sinan tuzcu ve arif akkaya'ya sormak istiyorum. neden sinema? ya da sinemaysa neden tiyatroda?

    karşısında kamera varken oynamaya alışmış ceyda düvenci'nin belden aşağısını kontrol edemeyişi, dolunay soysert'in oynadığı fahişe karakterinin belli sahnelerde birden bire belgin doruk'a dönüşmesi, tardu flordun'un oyundaki karakterin ayarsızlığını göstermek isterken takındığı yanlış tavır ve erkan can'ın "ne işim var benim burada" halleri. beste bereket ise ayrı bir yazım konusu.

    kamera oyunu büyütür ama tiyatro farklıdır. daha büyük oynamak gerekir. tabii bundan pandomim çıkarımını yapmasın kimse. bir tiyatro oyununda burnunun dibinde kamera, tepende boom varmış gibi oynarsan ve bunu oyun vermek gibi bir gaye ile yaptığını düşünürsen 4. sıradan itibaren "seeeesss" diye bağıran insanlarla karşılaşırsın. yani olmaz. ikinci sırada oturan seyirciler bile birbirlerine dönüp "ne dedi" diye soruyorsa bu işte bir yanlışlık var demektir. bkm 875 kişiliktir ve balkonu vardır. anlayın artık durumun vehametini.

    bu iş bu oyuncularla bir film olabilirdi. ama tiyatro oyunu olmuyor işte. bir kafede bir çay isteme sahnesi karşında 4 kamera farklı açılardan çekiyormuş gibi oynanıp 6 dakikada bitiyorsa ya da bir deparla cumhuriyet meyhanesine gidilip bir ufak içilecek zamanda iki kadeh rakı 3 adımdan büyük oyunculuk ayağı altında getirilemiyorsa olmaz o iş.

    olmamış demiş miydim? evet olmamış.
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap