16 entry daha
  • favori yazarlarımdan jean christophe grange'ın son romanı...

    şeytan yemini gibi iyi işlenmiş fakat benim için belirli bir eşiği aşamamış bir kitaptan sonra yeni eserini merakla bekliyordum.

    baştan söyleyeyim, kızıl nehirler'i , leylekler'in uçuşu'nu bekliyorsanız bu kitap sizi pek tatmin etmeyebilir.çünkü temposu daha yavaş. siyah kan'ı görmeyi umuyorsanız yine hayalkırıklığına uğrarsınız çünkü okuyucuyu o kadar içine çekmiyor,o kadar germiyor.

    koloni'nin en belirgin yanı, grange'ın diğer kitaplarında da mevcut olan fakat bu eserde özellikle yoğunlaşmış olan karakter derinliği. karakterler ve diyaloglar çok çok sağlam.kasdan ve volokine çok iyi bir ekip oluşturmuş.

    sonu belki biraz tahmin edilebilir gibi dursa da siyah kan'dan da şeytan yemini'nden de daha iyi bir sonu var kanımca.

    --- spoiler ---

    grange istemeden de olsa bir mesaj yollamış bize. romanın ermeni kahramanı kasdan'ın aslında ermeni olmadığının ortaya çıkması, ermeni kültürünü inceledikten sonra o kültüre hayran kalıp kendini ermeni hissetmesi ve yıllar yılı ermeniyim demesi,damarlarında ermeni kanının dolaştığını söylemesi bana biraz bizim "ne mutlu türküm diyene" sözünü hatırlattı.anlayana...

    --- spoiler ---

    grange'in bilgi dağarcığı yine kendini gösteriyor bu kitapta.çok küçük detaylarda bile satırlarca dolu bilgi vermiş.fakat bunların ne kadarının doğru olduğu şüpheli.leyleklerin uçuşu'nda bizim boğaz köprüsünün yanında koyunların kuzuların otladığını yazmıştı mesela.bu kitapta da yoğurdu ermenilerin bulduğunu söylüyor.kurtlar imparatorluğu'nda 12 eylül darbesini birçok yanlışla aktarmıştı,koloni'de de şili darbesinden bahsederken aynı hataları yapmış olması muhtemeldir.ama sonuçta bunun bir kurgu olduğunu unutmamak lazım,önemli olan yazarın hikayeyi nasıl işlediği, anlatımı, tasvirleri,kahramanları,diyalogları,kitabın sonunu nasıl getirdiği,hikaye içi tutarlılığı.bunların çoğunu grange bu eserinde de çok iyi yapmış.

    son tahlilde koloni grange hayranlarını tatmin edecek bir eser fakat eski eserlerini aratan tarafları var.romanın sonunda insan eksik birşeylerin olduğunu hisseder gibi oluyor.ama 400 küsur sayfa boyunca kaliteli bir anlatımla hikayeyi güzel işleyen bir grange var.tavsiye ediyorum.

    son değerlendirme de kitabı çeviren tankut gökçe'ye; çoğu tabiri türkçe'ye çok iyi çevirmiş.türkçe deyimleri çok yerinde kullanmış fakat bir çevirmen nasıl "çek ettim" , bir çok yerde tamam yazacağına nasıl "ok" ya da "okey" yazabilir?msn'de "çet" yapar gibi bir üslup kullanmış bazen.
53 entry daha
hesabın var mı? giriş yap