el rey de la montana

• "insan zavallıdır, adidir", "her koyun kendi bacağından asılır" klişeleriyle dolu gibi görünüp de aslında öğretilmiş sosyal doğrular (kötü durumdakine yardım etmeli, birlikten kuvvet doğar) ve doğuştan geldiği varsayılan vicdan ile "candan özge bir şey yoktur" arası gidip gelen ve "can"ı seçen bir av/kahraman üzerinedir bu film. diğer avlar da avcılar da aslında karakter oyuncusudur filmde. korku - ki haklı gerekçe de mevcuttur- ile zavallılık addedilen kaçış arasındaki çizginin inceliğini de gösterir. kaçışa mazeret de her daim bulunur. av/kahramandan nefret edilemez yine de, tiksinilemez. zira ürkütür. ürktüğü, korktuğu için, kaçtığı için ürkütür. fena halde insandır. bir anti kahraman ki milyonlarcası yaşar yeryüzünde. ve kötü de değildir bu adam, aksine iyidir işte. ama korku, öyle bir şey olmalı ki, iyi ile kötüyü, ak ile karayı, saygınlık ile adiliği birbirine katar. geriye kalan can ve gözyaşıdır.
  
  izlenilesi ve "yerinde olsam kızı kurtarırdım" demeden bir daha düşünülesi bir film...