alice in wonderland

• tim burton'ın seviyesini öğrendiğimiz film olmuştur kısaca. aslında hata bizde. bunca yıl pohpohladık adamı; sen hayalgücünün tanrısısın, senin filmlerin sınırları zorluyor, böyle süpersin, şöyle şahanesin diye. o da haliyle gaza geldi, kalktı hayalgücünün gerçek tanrısının kutsal kitabını "ben daha iyisini yaparım ki" deyip baştan yazmaya kalktı. ama olmaz tim. tamam yine şahane atmosfer yaratmışsın, johnny depp'le danny elfman'ı takmışsın yine peşine. stephen fry, alan rickman gibi süper insanları da katmışsın kadroya. ama olmaz, sen lewis carroll değilsin. onun yazdığını baştan yazıp onunki kadar iyi olmasını bekleyemezsin. johnny depp'e geçtiğin torpil nedeniyle neredeyse alice'ten çok mad hatter izlememize ve en sevdiğim karakter olan cheshire cat'in hakkını verememene (seslendirme müthiş o ayrı) girmiyorum bile.
  
  dolayısıyla filmi izleyip "oouff adam yine aşmış yea" şeklinde yorumlarda bulunacaklara alice's adventures in wonderland ve through the looking glass'ı okuyup bu yorumlarını tekrar gözden geçirmelerini tavsiye ediyorum. kötü film değil, asla öyle olduğunu iddia etmiyorum. hatta son zamanların en iyi filmi olduğu bile söylenebilir, ancak kaynağının ve kadrosuyla sahip olduğu potansiyelin karşılığını veremiyor.