3210 entry daha
  • "evliyim ben, çocuklarım var, kocamı seviyorum."

    ben de...

    ne bölümdü değil mi sayın okuyucu? an itibarıyla (176) sayısını görüyorum aşk-ı memnu başlığının yanında, herkes aşk-ı memnucu olmuş. uzmanı burda hanııım.
    vira bismillah (kronolojik gidiyorum);

    -laz bakkal ile tombik nesrin'in nikah sahnesi de nişanları gibi naif, bizden, halktan olmuş.
    çok halktan nişan görmek istesem gider bakarım düğün salonuna, hemen alt sokak, şu an bile vardır bişiler (23:00).
    zenginlik görmek istiyoruz anlasanıza; pullu payetli kıyafetler, şuh kahkahalar, smokinler, kristal kadehler, nal gibi elmas yüzükler görmek istiyoruz... bana ne fakirlerden. bize ne?

    -katya'nın prosedür kocasının adı "aman ormancı" mı, yoksa ben mi yanlış duydum? yani tabii ki yanlış duydum kemal de olabilir.

    -"bin kere evet" miş...
    amma da yaratıcısın be laz bakkal.
    bitsin şu "evet" haricinde yaratıcılık kastırma olayı, yasaklansın. biri düz "evet" derken, diğeri öbüründen fazla meraklıymış gibi, buldumcuk gibi yapmasın kendini, yanındakini de nezaketen evlenen konumuna sokmasın. bitsin bu "en büyük aşk benimkisi" histerisi. evetse evettir; yüzbin kere de söylesen bir kere yazıyo nikah memuru deftere
    "evet x(1000)" yazmıyo yani.

    -nihal ve behlül çifti ile fotoğraf çekinmece mi? hep gazetelerde görüyoruz mu? alır da facebook profiline koyarsın behlül haznedar'lı fotoğrafını, e mi varoş prensesi. bulamadınız başka ünlü.

    -beşir'den sadece 100 dolares mi çalıştı takı babında yoksa çeyrek altın mı? göremedim de tam. e ölüyosun ya pinti köpek taksana bi reşat altın.

    -cemile'nin piknik tipi tam nişanda, açılışta kurdeleyi kesecek makasın üzerinde bulunduğu gümüş tepsiyi tutmaya müsait değil mi? sırf bu işi yapsa ya? tepsi tutuculuk... paraya para demez.

    -bihter'in üşenmeyip beşir'in ayağına kadar gitmesi ve bir nevi yalvar yakar olmasıyla anlıyoruz ki bilgi çağına tam olarak angaje olduk. know-how, think tank, beşir artık bu terimlerin kompedanı. doğru bilgiye sahipsen bihter ziyagil'i bile ayağına getirtebiliyorsun.

    -"yine gazeteler bizden bahsedecek, her kafadan bir ses çıkacak, tadımız kaçacak" diye hayıflanan armut nihal sözüm sana; ağlaşmalarını görenler de baban chp kurultayında genel başkanlığa adaylığını koydu sanacak. alt tarafı magazin ekine çıkacaksınız ki o da kelebek'in ikinci sayfası. ben şahsen okumuyorum çünkü orda bahsedilenleri tanımıyorum. siz 200-300 kişilik bir "elit" çevre olarak kendi matbuatınızı çıkarsanıza biz de rahatlayalım ulan.
    nihal sana söylüyorum, türk sosyetesi sen anla.

    -kenar mahalle iti (slumdog) beşir profesyonel uşak ya zenginlerin ciğerini biliyor. 3 bölümdür yattığı yataktan, baş hemşire edasıyla götünü başını kanatmadan, serumları çıkararak, pencereye kalktı.

    -"bu resimde sanatçının soyut figüratif... bik bik(yetişemedim)"

    i love galericilik.

    bi ara bu orta karar mesleklere giydireyim diyorum ama erbabı çıkar da ağzımın payını verir diye çok korkuyorum. organizatör, işletmeci falan ne demek bunlar? serbest meslek gibi. böyle işinden utanır gibi.

    -peyker ile tartışmasındaki tavrını cümlelerini iyice analiz ettim behlül'ün ve kafasına odunla vurup suratını ayaklarımla ezmek istiyorum, iyice nefret doldum. hareketlere bak hele. iblis. bu herif dizi finalinde ağır göt olmazsa sütümü helal etmem sayın senaristler.

    -24 haziran'da çılgın final geliyo hele hele hele. o gün boşum hadi gene iyiyiz.
    "love forbidden: the last goodbye" 24th june...

    -oha firdevs'e de bir şey pahalı geldi ya şaşırdım. kaç katrilyon dolarsa o yüzük artık. (yok anam fakirledi bence bu adnan ziyagil. hisseler boku yedi ben söyleyeyim.) zaten kuyumcu ortamları da beni benden almakta anam. firdevs yüzüğü beğendiği gibi atladı satıcı teyzem "harika seçim" diye. ula ne seçse harika diyeceksin işte.
    gerçekten merak ediyorum hiç mücevheratım yok, cinsiyet gereği, çok paraya çirkini de mi oluyor ki milyarlar bayılıp bir de güzelini seçmek zorunda kalıyoruz? öyleyse bağışlıyorum servetimi shçek'e...

    -"nikah nasıldı anlatsana"
    şimdi allahın nikahı işte, 15 dakika falan sürdüğü halde te ebesinin amı tarihe yer bulunduğuna göre salon başına günde bi 30-40 tane kıyılan bişi. iki kadın bu olay hakkında konuşurken gelinlikten bahseder, dünürlerden bahseder, takılanlardan bahseder, eder de eder. iki erkek salondaki çıtırlardan bahseder, çaktırmadan kaç duble içtiklerinden bahseder bulurlar kendi çaplarında bişiler. peki matmezel beşir'e nikah hakkında ne anlatsın?

    "birden kötü oldu" mu? e matmazel hant hant hönkürdün çocuğa, ağzına sıçtın "kasada ne var" diye. git bak çok merak ediyorsan, zaten nöbet geçiriyo boyuna. bi de yalancısın yani, "birden"miş...

    -nihal beşir'i de yeni evine alacakmış. bu sanırsın ki reenkane ertem eğilmez (tövbe), evi doluracak çolukla çombalakla sonra böyle gülen gözler, bizim aile tadında bir hayat yaşayacak. mekan müsait de siz müsait değilsiniz çirkef sürüsü.
    "balkondan bakın manzara şahane."
    ayol o çift senin yaşadığın gün sayısı kadar yıl ziyagil köşkünde oturdu, kime hangi manzarayı kakalıyorsun? çık kendin bak.

    -şaheste!! "aslan gibi çocuk" dedin değil mi sen? beşir için hem de. o aslansa biz ölelim. gerçekten. alem buysa kral benim çünkü. ondan olsa olsa çin aslanı olur (chow chow).

    -25-30 bölümdür varlığı-yokluğu, hastalığı-sağlığı, ölüsü-dirisi muhakkak ama muhakkak birilerine dert olan tek bir kişi var. kim o?
    evet sensin beşir yalaması.
    25 bölüm önce öleydin üç gün ağlardı herkes, bi güzel fıstıklı helvanı kavurur yerlerdi, 40'ında külahta akide şekeri; 52 mevlidinde tavuk, pilav, ayran dağıtırlardı; haydi allah rahmet eylesin... oh ben sağ onlar selamet. 8 aydır herkese dertsin sen, iç yarası.

    -allahın eziği matmazel "içeride anahtarım kaldı hemşire hanım onu verir misiniz?" desene... sanırsın karantina bölgesi içerisi. bu mu yani anahtarın kaybediliş hikayesi? yedik mi şimdi bunu biz?

    -aha golf... sanıyorum sevinçten azıcık altıma kaçırmışım. golfçülük müessesesi çok mühimdi zenginlik olayında, ondan da mahrum etmediniz bizi allah şükür.
    araba kolleksiyonu, özel jet, özel yat, evin içinde squash salonu, müze gibi malikane, şarap gustosu... herşey tamdı golf eksikti. taşlar yerine oturdu.
    haftaya "çetin özder ile zenginlik öğreniyorum" programında "kuzu makatında trüf mantarı" pişirmenin inceliklerini öğreneceğiz.

    -olaylarla akraba düzeyinde ilgisi olup da en çok hayıflanan, strese girenler hizmetçilerle birlikte peyker-nihat çifti. kraldan çok kralcı mısınız siz? çatır çatır düzüşen behlül ve bihter, boynuzları takınan adnan-nihal hepsi de gayet rahat, gayet pişkin; poğaça gibi takılıyorlar.
    ştresiniz fakirlikten mi?

    -a.aa bihter'in resmen parası yok lokanta'da soda içiyo. niye bu ekonomi ayol? söylersin bi deniz mahsüllü salata, bi çatal alır bırakırsın, şanın yürür. "zygl" kodlu hisseleri elden çıkarın. durumlar kötü.

    -teşkilattan küçük berkay meğersem adnan tarafından bihter'in peşine takılan ajanmış. "holdingin güvenlik birimleri"ndenmiş kendisi... ulusal kriminal büro gibi bişi herhalde. yalnız o siyah gömlek, siyah patolon, siyah güneş gözlükleri ve mokosen ayakkabılarla vitrin bakarak "götü açıkta devekuşu" kadar kamuflesin berkay'cığım. ayrıca 4 farklı mekana da bu aynı men in black kılıklı adamı yollarsanız, çakılır. demedi demeyin holding güvenlik birimleri...

    -varan 1) bülent pogosu... "evet... bülent bey ne yapıyorsunuz?"
    varan 2) "çılgınsın meen \m/"
    varan 3) astrolog tavsiyesiyle düğün tarihini ileri aldırmaca...

    nooluyo lan? benimle mi yarışıyonuz? e benim bişi yazmama gerek kalmadı hangi dizideyiz arkadaş?
    "rock bless you" o halde.

    -ya behlül öl artık mına koyim, bitirdin lan gül gibi bihtoş'u. bi ağladı yine telefona sarıldın "nen var" diyerekten. ne gevşek pezevenkmişsin, ne uçkuru bozuk adammışsın sen ya.
    hani nihal çok masumdu? hani "hacı şakir klasik sabun" kadar saf ve temizdi? bihter tarlabaşı gül pavyon'un 40 yıllık konsomasyon müdiresi mi? bak bu da garibim senin aşkından geberdi. azcık beyin olsa. yok ki

    -l.a, nihat ve peyker'in yabancı olmadığı yermiş. vay amk.

    -"aşağıdan çabuk cebimi getir, yok yok evden arayayım; evden aramak gibisi yok..."
    koskoca firdevs yöreoğlu'na sabit hat reklamı mı oynattınız ne ayak? neden vardı o sahne?

    -ver müziği, ver çoşkuyu, ver küsküyü... adnan ziyagil mahkeme salonundan içeri girmiyor da sanırsın william wallace ingiltere surlarına dayanmış "freedom" diye çığırıyor... noldu pıstı geri döndü, kedi bıyık.
    abla-kardeş o güneş gözlükleri de rezil gibi.

    -"nankör aşşağılık"", "aşşalık rezil."...
    bölüm başına en az 25 "aşşalık" şart. zenginlik zor.

    -"mahkemeye gidersin, gitmezsin" kavgasında bihter ve arsen'i adnan'ın omuzlarında düşündüm bi an. denge sağlanmaz gerçi.
    omuzumdaki iki melekten biri aşk için biri huzur? (teşekkürler(!) serdar)

    -adnan akbil gibi adam ha. ağızdan öpmeyle haftalık tam doldurabiliyorsun, eğer pompiş söz konusuysa en az bi 3 aylık sınırsız kullanımı var. bihter bunu çok iyi biliyor. bakiye tükenmeye yakın o boş akbil sesi çıktığı gibi basıyor zordan bir öpücük.

    -"peki ben niye bu kadar huzursuzum?"
    bence andropoz tabi en başat sıkıntı ama, cinsel hayatının olmaması da huzursuzluk yapar. huzurun h'sinden bahsedecek olsan soluğu oyma-kakma atölyesinde alman da bi neden. başka hobin yok.

    -"bihlil biy litfin bir açıklama"
    ya madem bu kadar gazetecilerden tiksiniyorsunuz, kapıdan çıkamamaktan şikayetçisiniz, "ayyh yine şeftali gibi amucuğumuzu çekeceğler * pis gaztacılar" diye hayıflanıyorsunuz; afedersiniz ama bu kadar sansasyonel bir olay akabinde sik mi arıyonuz köşkte? dağılın çiftliğe mi gidersiniz, otele mi gidersiniz gidin 1-2 gün. uzaklaşın bilimeyen bi yere. içimi kıydınız artık.

    -adnan kahvesini kendi yaptı. bence ziyagil holding'in sonu geliyo. parayı euro'ya yatırdı bu saloz herhalde.

    -behlül ve nihal için film mi çekilecek? bütün klişeler bi bünyede de toplanmasın ama be kardeşim.
    çetin'in "128 parça çelik zenginlik seti" gibi
    bunların da "350 parça porselen romantizm seti" var, sıkıldıkça çıkarıyor bi parçayı. düğünde götüme mi sokacam senin aşk filmini? çok da fifi. sen içkiler, yemekler açık büfe mi; karides, havyar falan var mı düğünde ondan haber ver. pasta neli?

    -ah sabah koşuları, vah sabah koşuları... ben sabah tam 1 saat stand by konumunda oturup halı seyrediyorum. o yüzden kalkmam gereken saatten 1 saat önce kalkıyorum. kahve makinesini bile akşamdan hazır ediyorum ki sadece bir tuşa basmakla kurtulayım diye. nerede kaldı sabah koşusu? kapalıyım, evde yoğum.

    -ben beren saat'e yavaştan aşık oluyorum galiba. bu yaştan sonra posterini falan asabilirim duvarıma. posta gazetesi duy sesimizi. tam sayfa poster istiyoruz.
    yok gerçekten, kız çok güzel laaan.

    -götünüze başınıza kene yapışacak ormanda fantazi yapmaya çalışırken, ikiniz de kkka olacaksınız, amaan adnan o zaman bile çakozlamaz.

    -"cinnah!!! çık içimden bihter çık!!!"
    götüne soktular sanki bihter'i. yeter anam bende teşbih tükendi artık. direkt diyeceğimi derim.

    .....

    finale 1 ay kala heyecan dolu bekleyiş sürüyor sayın okuyucu. aklıma gelenleri biriktiriyorum, hatta not alıyorum, finale saklıyorum.
    o değil finalini "çoluğumla çocuğumla izlerim" dediğim lost haftasonu bitiyor, ve ben halen bir baltaya sap olamadım aşk-ı memnu yorumluyorum.
    olsun, korkmam artık siz varsınız... haftaya görüşmek üzere.
6240 entry daha
hesabın var mı? giriş yap