87 entry daha
  • --- spoiler ---
    "insanlardan mi nefret ediyorsun yoksa onlarla birlikte gelen yuklerinden(bagajlarından) mı"

    mizantropi diye bir sey var tabi, ama filmin konusu bu degil.

    yalnızlık, bilincli secim oldugu durumlarda dahi, bir sure sonra insan doğasına hükmeder ve kendinden kaçışın onunu keser: seneler sonra ilk defa gordugunuz kardesinizin dugununde size dusen gorev bir baskasının olabilir, cunku pratikte kardesinizle "iki yabancı" durumuna dusmussunuzdur ; ya da daha beteri, gunun birinde yalnızlıgınızdan sıkılıp da yerlesik yasama gecmek istediginizde elmanın diger yarısı olarak sectiginiz kisi aslında size en yabancı, bu role en olmayacak insan olabilir.

    gecen zamanla yalnızlık doganızın bir parcası olmustur ve butun hareketlerinize, dusunus tarziniza, secimlerinize islemistir. bir tarafınız "digerleri" ile gecirilen zamanların hayatınızdaki en degerli zamanlar oldugunu kavrasa bile, yine kendiniz, gecmisiniz, onceki secimleriniz artık sıkıldıgınız yalnızlıgınızı rafa kaldırmaktan sizi alıkoyar.

    aynen sideways de oldugu gibi amerikan toplumunun kendiyle hesaplastıgı bir film. bir yandan omurleri boyunca para icin istemedigi isleri yapan, bu islerden atılan, artık mutsuz ve umutsuz insanları gosterirken, diger yandan islerinde basarılı ancak izole, yalnız ve "yine mutsuz" profiller tanıtıyor. ryan ın kardeşi gibi ilişki sonrası alt üst olmuş, natalie gibi kurdugu bag ugruna hayatini degistirmiş ve terkedilmiş, hepsinden de onemlisi alex gibi "mutlu aile yapısı" goruntusu altında aldatan, yalanı yaşayan, kaçışa gereksinim duyan karakterler var. sonuc olarak kimse memnun degil, film de buna bir cozum sunmaya ugrasmiyor.

    bunun yanında, natalie, ryan ve alex in karşı karşıya yaptığı konuşmada onceki jenerasyonla bu jenerasyon hesaplaşıyor. "bazen ne kadar başarılı olursam olayım doğru kişiyi bulamayınca hiçbirinin onemi yokmuş gibi geliyor." diyor natalie. bu noktada amerikan ruyasının yarattığı profillerden biri olan "şehirli, başarılı, işiyle evli yani yalnız" insan tipi retuslanıyor, rayına oturtuluyor.

    kardesinin kocasıyla evlilik oncesi yaptıgı konusma ryan ın kendi kendine itiraf edemedigi tartışmaların bir ozeti gibi.. insanları bag kurmamaya,yalnızlıga iten seyin aslında anksiyete oldugunu, ister yalnız ister sevdiklerinle yasa olumu degistiremeyecek/erteleyemeyecek oldugunu burada kendi kendine itiraf ediyor.

    "make no mistake, we all die alone"

    ancak uzerine dusunulecek nokta bu degil, onemli olan nasıl yasadıgın diyor film. yine de kendi nasihatini kendisi uygulayamiyor, dogru yolu bulmakla otomatikman gelen mutlu son kuralı gecerli olmuyor ve bu noktada onceki bir cok hollywood filminden ayrılıyor.

    icıne daha fazla gerceklik karıştırılmış o kadar da tozpembe olmayan filmler amerikada belli bir açlığa yanıt veriyor olmalılar ki guzel ornekleri oscar torenlerinde(ya da oncesinde?) ortalığı birbirine katıyor.

    --- spoiler ---
109 entry daha
hesabın var mı? giriş yap