45 entry daha
  • çocukluğumda " naber la arnavut " diye seslendiler kimi zaman . ne zaman olay çıkarsam arnavut damarı tuttu diye söylerlerdi. ama hiç bir zaman arnavut kimliğiyle hissetmedim kendimi çünkü ben şehirdeydim ve etrafımda pek arnavut yoktu.. balkan savaşlarında gelmiş dedemler izmir urlaya. çok sıkıntılı yolculuk yapmışlar anlatırlarken ağlardı ailenin yaşlıları. bazıları türkçe bilmezdi ki hala gelip gidenler ve gelinler nedeniyle türkçe bilmeyenler var. küçükken gelen misafirler arnavutça severlerdi beni korkar kaçardım.

    10 sene askere gidipte gelmeyenler varmış zamanında. urlaya gittiğimde genellikle çocuklarla çabuk iletişim kuramazdım. çiğ sarı saçlar masmavi gözler am abir o kadar da vahşi gelirlerdi bana. şehirde büyüyen bir çocuk olduğum için misal ata eşşeğe sokak köpeğine mesafeli dururken küçücük kızın sokaktan geçen köpeğin üstüne binmesi olağanüstü gelirdi bana. genellikle aileler komşular birleşip düzenli olarak börek yaparlar ve bana dünyanın en güzel yiyeceği olarak gelirdi bu börek. babanem öldükten sonra ve urlaya kısa zamanlı gidip geldiğim için uzun zamandır yiyemiyorum bu böreklerden. çok kavgacı oldukları doğrudur çünkü çocukken bile ufacık çocukların sokakta oynarken kafa göz kan içinde evine döndüklerini görürdüm. birde eskiden hatırladığım pos bıyık bırakırlardı erkekler . şimdi birkaç yaşlı dışında hiç görmüyorum.

    genelde yaşlılar bir araya geldiğinde çocukken veya gençliğinde kimin kimi vurduğu anlatılırdı. örnek vermek gerekirse dedemin kardeşi babannemin babasını öldürmüş , babannemin abiside dedemin babasını vurmuş v.s. eski urlada bu ilişkiler böyle sürüp gidermiş. sorardım babanneme babanı öldüren adam eve gelip gidince kızmıyormuydun diye kızıyordum ama saygı icabı merhaba derdim v.s. zaten babannemin babası da savaştan uzun süre ( sanırım 10 yıl) dönmeyince babannemin annesini başka bir adamla evlendirmişler öldü diye. sonra uzun yıllar sonra çıkıp gelmiş babannemin babası o da babannemin üvey babasını vurmuş karısıyla evlendi diye. yani böyle kavga gürültü içinde yaşarlarmış. hatta amcalardan biri köprüde nası pusu kurup yunanlı vurduğunu anlatırdı hayal meyal hatırlarım. tüfeğini almış saklamış ve babannemde at sırtında bununla silah atarmış genç kız iken. kadınlar arasında çok kuvvetli bir dayanışma vardır bununda nedeni arnavut erkekleri sanırım. çünkü ailede ilk önce en büyük dedeler yada baba yemek yer gelinler kapıda elinde bez yada ibrikle bekler aile büyüğü yemeğini yiyince ellerini siler ve sonra yemek yerdi.

    erkeklerde kahve kültürü çok yaygındı. babam anlatırdı dedenin evde güldüğünü konuştuğunu hiç görmedim oturur köşeye sigara içermiş sadece asık suratla. ama kahvede görsen şen şakrak kanka muhabbetindeymiş devamlı dedem. keza anne de çok önemlidir ailedeki kadınların başıdır gelinler çok çekinirler özellikle. tabi ilerde aynı geleneği onlarda devam ettirirler. koş kızım çay koy koş kızım ekmek al koş kızım çocuklara bak hem kontrol altındadır gelinler. tabi artık herşey değişiyor internet medya v.s. eski urladan pek eser yok şimdi. basma giyen , yazmalı mavi gözlü sarı saçlı göçmen kızlarının yerine haftasonu çeşmeye takılan kot şortlu hanımkızlarımız almış. yanlış anlaşılmasın yermiyorum zamanın önüne geçemezsin . babannem küçükken tembihlerdi sıkı sıkı "bak sakın ha toska bi kız bulupta almayasın , gega olacak bizden olacak " diye. ben şu an amasyalı alevi kökenli bir kadınla evliyim umarm babannem kızmıyordur bana :)
128 entry daha
hesabın var mı? giriş yap