102 entry daha
  • #20145903 numaralı entry'de bahsettiğim; "post-rock günlük hayatın içinde süregelen fakat ayrıntıları kaçırmamız sebebiyle atladığımız, göremediğimiz, aslında olup biten, görünmeyenin arkasındakini ortaya çıkaran müziktir, sıradan, günlük hayatın fon müziğidir" şeklinde özetlenebilecek tanımın en başarılı örneklerinden biri mogwai, bu tanıma göre belki de en başarılısı.

    punk rock ile, helps both ways ile, tracy ile, ve külliyen zidane a 21th century portrait albümü ile...

    dinleyenler mutlaka hemen ne dediğimi anlayacaktır, ama bilmeyenler için şöyle açıklayayım,

    bu şarkıların bir kısmı, hi konuyla yakından uzaktan alakası olmayan konuşmaların, monologların üzerine yazılmış enstrümantel şarkılardır. punk rock iggy pop'un bir tv röportajında bir şeyler anlatması ile başlar, arkada sizi alıp götüren bir melodi vardır. o anlatır, siz onu dinlersiniz evet ama aslında çalan müzik ile tam tezat olan anlatımlar birleştiğinde size bir mesaj verir. tıpkı sevmediğiniz, az sevdiğiniz bir insan karşınızda oturmuş size bir şeyler anlatırken aklınızın bambaşka bir yerde olup onu hiç dinlememesi gibi...

    helps both ways ise daha da çılgındır, bir amerikan futbolu maçının spikerinin maçı anlatması üzerine çalınan bir şarkıdır. spiker kimi zaman heyecanlanır bağırır, kimi zaman tempoyu düşürür, ama müzik ona bu açıdan hiç uymaz. müzik bir taraftan devam eder, spiker alttan alta konuşur durur. şarkının özü elbette müzik olsa da spiker müthiş bir tamamlayıcı unsurdur. yine aynı şekilde, bir yerde bir şeyler, yanıbaşınızda hatta, akıp gitmektedir, ama gerçek hayat, sizin düşünceleriniz, duygularınız farklı telden çalmaktadır. (bunu en çok kalabalık bir yerde tek başınıza yürürken dinlemenizi tavsiye ederim, ne demek istediğimi hiç tanımadığınız onlarca insan yanınızdan geçip giderken anlayabilirsiniz.)

    tracy'de ise bu alakasız monolog/diyalog kısmı ise sonda girip "finisher" etkisi yapar.

    zidane a 21th century portrait ise bir sountrack albümüdür ve film, aslında uzunca bir müzik klibi gibidir. bununla ilgili en güzel açıklamaları filmin kendi başlığında bulabilirsiniz. içinde söz olmamasına rağmen aslında bahsettiğim etkinin en vivid olduğu parçalardan biridir. bu arada parça diyorum fakat aslında bu bütün bir albümdür, fakat bana sorarsanız bunları ayrı ayrı değerlendirmek son derece anlamsız. tüm albüm yeksan bir şarkıdan farksız.

    mogwai'nin size sunduğu, sunacağı şey bir eğlence değildir, bir neşe değildir. mogwai fazla bir şey vaad etmez, sadece gerçeği, gerçek hayatı gösterir, ne fazla, ne eksik halde hem de. gündelik sıradan hayatlarınızın ne kadar küçük olduğunu, onbinlerce insanın kör, sağır ve hissiz yaşadığını, sizin ise bunu değiştirebilmek için hiçbir şey yapamayacağınızı gösterir. o çok önemli sandığınız saçma sapan problemlerinizin ne kadar geçici ve ufak olduğunu, yaşadığınız çevrede dahi minnacık bir noktadan daha fazla olmadığınızı gösterir. çünkü mogwai gürültülerin uğultu olduğu bir yükseklikten müzik yapar ve o yükseklik hayat ayrı ayrı insanların komik dertlerinin önemsiz olduğu, daha büyük sorunların görülebileceği, kitlesel dalgalanmaların farkedilebileceği bir seviyededir...

    mogwai senin benim için müzik yapmaz, karınca sürülerinin hareketlerindeki ahengi göstermek için müzik yapar...
130 entry daha
hesabın var mı? giriş yap