7 entry daha
  • "yıllar önce sevgilimle otururken bana bir mesaj geldi. telefonu sevgilim(kız arkadaşım) açtı. gelen mesajda o geceyi unutamadığını, başka kimsenin o anı yaşatamayacağı yazıyordu. sevgilim bana baktı, bakakaldı. ne bu dedi? yanlış kişiye attı, tanımıyorum dedim. biraz şakalaştık, ardından da "aaa deli misin be tanımam etmem kimse kim" dedim.
    peki sevgilim ısrarla büyütseydi, kavga sebebi yapsaydı ne olurdu? onu orada o an terk ederdim. böyle ilişki yürütülebilir mi allah aşkına? paranoyak olur insan. devamı gelir artık, sürekli devam eder bu zincirleme paranoyaklık. ailede de böyledir, anneye babaya karşı da böyledir. güven olmazsa hiçbir şey olmaz."

    muzo anlatmıştı bunları, böyle bir mesaj gelse ne yaparsın dedikten sonra bir dinleyicisine.

    güven...

    üniversiteye girince art arda 3 yıl sınıf geçemedim ben. eve gittiğimde annem bana güvenmediğini söyledi hep. babam, ben çocuğuma güveneceğim, güvenmek zorundayım çünkü dedi gözlerimin içine bakarak. onu derken "ben de güvenmiyorum lan sana" der gibi bakıyordu. ama sıfırı tükettiğinde bile güveni yüceltiyordu. yalan söylediğimi bilse bile "benim oğlum yalan söylemez" diyerek söylememem gerektiğini utandırarak öğretiyordu. can yücel demiş ya, -sevgilim sen aldatmadın, ben inanmayı seçtim.

    "sen yoksa bana yalan mı söyledin ha?" dedikten sonra geriye ne kalıyor ki ilişkide? güven zorunluluk çünkü.
    çünkü asalet bu konsepte dahil. saygı da buraya ait.
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap