36 entry daha
  • portekiz’in gerçek anlamda büyük iki şehrinden biridir porto. ve kuşkusuz, lizbon ile birlikte en çok bilinen iki şehrinden biridir. bunun da ötesinde, avrupa’nın en bilinen şehirlerinden biridir. eminim dünya üzerinde, porto adını bilen ancak hangi ülkeye ait olduğunu çıkaramayan pek çok insan vardır; bu porto’ya has değil elbette, ünü bu şekilde ülkenin ötesine çıkan pek çok şehir var dünyada…

    ama lizbon gibi “ışıltılı” bir şehir bekleyerek giderseniz porto’ya yanılırsınız. kendi halindedir porto… evet, yüzyıllardır oradadır, evet uluslararası bir şehirdir, evet eski kent alanı büyüktür, evet görülesi güzelliktedir ama, pek de umursamaz turistleri. eski binaları güzeldir ama ispanyol kentlerindeki gibi pırıl pırıl, bakımlı değildir. dedim ya, pek umursamaz turistleri; sanki “evet hoş geldiniz, buyurun, riberia’da douro’ya karşı şarabınızı için, tripas’ınızı yiyin, kentin tadını çıkarın, beni de fazla uğraştırmayın” der gibidir.

    porto tadını zamanla verir size. yavaş yavaş işler ruhunuza. bir bakarsınız –diyelim ki- ruhen ve bedenen bitkin düştüğünüz bir haftanın pazar’ında güne riberia’da kahvaltı yaparak başlamışsınızdır. muhtemelen ortalıklarda kimse yoktur ve bir şeyler yiyecek bir kafeyi zor bulmuşsunuzdur. ardından casa da musica’da senfoni orkestrasının pazar konserini dinlersiniz. ardından boavista caddesi’ni yürüyerek takip eder ve okyanus kıyısındaki kent parkına ulaşırsınız. pek kalabalık değildir burası; elele dolaşan birkaç çift, birkaç aile, birkaç bisiklet… ya kent sanıldığı kadar kalabalık değil ya da bu park çok büyük diye düşünürsünüz. ucuz olsun diye çantanıza yol üzerindeki pingo doce’dan doldurduğunuz nevaleyi ve sadece bir euro’ya aldığınız şarabı çıkarırsınız. burada saatler geçirebilirsiniz huzur içinde. kafanız hala dağılmadı mı? o zaman kalkın, okyanus kıyısına çıkın ve douro’ya doğru yürüyün. sonra douro’yu takip ederek tekrar riberia’ya... yol uzundur, arada konaklayın. yol üzerindeki marketten komik rakamlara bir şeyler alıp için nehir kenarındaki banklarda. ama dikkat edin, porto’da normalden daha çobuk sarhoş olursunuz. ve uzaklarda, aklınızdan atamadığınız bir eski sevgiliniz ve bir cep telefonunuz varsa bu sehayat size çok pahalıya patlayabilir…

    porto yavaş yavaş işler ruhunuza. yalnızlığın başkentlerinden biridir porto. gerçek bir portekiz kentidir. “hasret”in* ne demek olduğunu dünyada en iyi bilen halklardan biri olan portekizlilerin kentidir. ve porto işlemişse ruhunuza, çok özlersiniz onu. acıdır..
155 entry daha
hesabın var mı? giriş yap