3 entry daha
  • nasıl desem. bu film sanki iki katmanlı gibiydi. açılışından son sahnesine kadar. bir sınıf, 30 tane bağırıp çağıran aptal şımarık öğrenci ve diğer yanda onlara hayatlarının dersini vermeyi kendine görev edinmiş bir öğretmen. sakince konuşan. bütün o gürültüler ve hareketlilikte, ağır çekimlerle ve duygusalca konuşan. ilk 10 dakikasından insanın kalbi çarpmaya başlıyor. ağır çekimde hayatın büyülü güzelliği, çığırtkan japonelere alışamamak. nereye gideceğini merak ediyorsunuz filmin. herşey iki katmanlı devam ediyor. sanki görüntüler filmden konudan bağımsız hareket halindeler. bir yanda kan revan, iritasyon, delilik diğer yanda dingin ağır çekimler archive ve radiohead eşliğinde. hayat ağır çekimde ne güzelmiş. kanlar, tuale fırçayla kırmızı yağlıboya fırlatılıyormuşçasına güzel fışkırıyor. bir intikam sözkonusu ve olayın çevresindekilerin itirafları. bütün bu olaylar olurken, bulutlara takılıyor gözümüz, ya da çatıda takılan gölgelere. vahşet hiç bu kadar şariane olmamıştı.
76 entry daha
hesabın var mı? giriş yap