13 entry daha
  • tam anlamıyla shakespeare dokusundandır. oyun sonrası eve gidip zamanın behrinde okuduğunuz sonelerini yeniden okuyasınız gelir öyle bir şey. elbet shakespeare sevenler için olur bu dediğim. bunun dışında maalesef ki mine tugay'ın performansını kaçırmış bulunmaktayım, 23 şubat 2011 akşamı cevahir'deki salon 2'de kendisini sahnede göremedik; yeni bir oyuna başladığından olsa gerek. bu uğradığım hüsran dışında performansların gerçekten de iyi olduğu ancak ziyadesiyle de uzun bir oyun izledim. dekor konusunda azıcık daha özenselermiş ya da ağacı bir sağa bir sola taşıma fikrini keşke bir daha gözden geçirselermiş zira gereksiz şekilde izleyiciyi de o ağacı sürükleyen için de yordular. saray soytarısının performansı pek beğenildi nedense. halbu ki bence en sıkıcı sahnelerde kendisi vardı. seyirci kitlesi, tek nefeste onlarca tekerlemeyi okuyabilenleri seviyor belli. sonu biraz sakil kalmış tamam her şeyiyle o döneme götürdünüz, modern zamanlara uyarlamamışsınız oyunu pek hoş ama neden sonunda roseland seyirciye seslendi, neden kiii? burayı değiştirseydiniz olmaz mıydı?
    seyirci son lafım sana: tiyatroya gitmeyi öğrenemedin gitti. oyunu sıkıcı bulmuş, oyunculuklardan hoşlanmamış olabilirsin ama salonu terk edeceksen arada terk et, zaten canımın içi akm'de izleyemediğimiz yetmiyormuş gibi koskoca alışveriş merkezi içindeki minicik saçmasapan bir salonda izliyoruz, parmaklarını çıtlatsan duyuluyor. sen n'apıyorsun; oyunun ortasında paldır küldür, "sessizce gid'im, rahatsız etmey'im kimseyi" mantığından uzak çıkıyorsun. ayıp.
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap