memduh başgan

• ercüment çözer'den daha gerçekçi bir tip. 30 yıl önce olsa neyse, 15 yıl önce olsa belki, ama bugünkü türkiye'de ercüment'in bu şımarıklıklarını çekecek bir devlet yok kanımca. gerçek hayatta olsa çoktan kandıra f tipine tıkılmış olurdu. tabii sonuçta bu bir dizi. ankara'nın ortasında uzaylılardan bile söz edebilir. ama "biz bu devlet için şunu yaptık, bunu yaptık" söylemiyle karşılaşınca gayrıihtiyari aklımıza tanıdığımız, tanımak zorunda kaldığımız ülkücüler, ülkücü mafya filan geliyor. değerlendirme ölçütlerimiz gerçek hayata kayıyor.
  
  memduh'a gelince: geçen bölümde senarist/yazar bilerek mi söyletti bilmiyorum ama, o "benim o solculardan 50 tane faili meçhulüm var" lafı bu memduh başgan türü insan artıkları için çok tipiktir. özellikle de hapishanelerde. devletin kucağında cinayet işlemeyi marifet ve maharet sayan bu naylon yiğitler ola ki bir-iki gariban solcu çocuğu kavgada ya da pusuda yaralamış ya da öldürmüştür, ama bu hikâye kesmez, "daha 20 (30, 40, 50, 70...) tane de 'fayli meşur'um var benim" diye sağda solda anlatarak dolaşır hapishanede. bir değil iki değil, çok sayıda böyle kurtçuk tanıyınca bunun vahşi hayvanlar aleminde bir "teamül" olduğunu anlıyorsunuz.
  
  ha peki o yiğit milliyetçi kahramanlar o sırada ('90'lı yıllarda) niye oradaydı da karşılaştın derseniz, mafya, haraç ya da para mevzuu çerçevesinde muhtelif it dalaşı faaliyetleri, doğrudan ya da dolaylı pezevenklik (misal uyuşturucu işi bence dolaylı pezevenkliktir) gibi sebeplerden tabii ki. ne yalan söyleyeyim, milliyetçilikle bu faaliyetleri ben çok yakıştırırım birbirine.
  
  memduh başgan avukat olmuş, kendisini kurtarmış. ama ülkücülük, mafyözlük, sol düşmanlığı, devlete köpekçe bir bağlılık ve bu değindiğim türden bazı faşist mavraları ruhunda ve dilinde gezinmeye devam ediyor. ve diyorum ya, kanlı canlı bir tip bu. çok gerçek.