37 entry daha
  • bir süredir kendisi hakkında yazasım vardı, bugüne kısmetmiş. annelik duygusuna sahip olmamasının bu halini ortaya çıkardığı söylenmiş. pek değil. temel mesele kendisinin ulus devletin ortaya çıkardığı birey olmaktan önce vatandaşlığını gören ve kutsayan insan tipine dahil olması.

    öncelikle kadın ve ulus-devlet arasındaki ilişkinin pek o kadar da masum ve tesadüflere dayalı olmadığını söylemek lazım. kadın ile toprağı ve vatanı aynılaştırmak tüm ulus devletlerin söylemlerinde sıkça kullanılan bir durum.

    kadın bedeninin doğurganlık üzerinden tanımlanması ve dini metinlerde de sıkça kullanılan tohum toprak metaforları ile erkeğe yaratıcılık konumu bahşedilirken kadına edilgen bir rol verilmesi pek yeni bir gelenek değil. kadın bu hikayede erkeğin tanrıdan aldığı yaratma gücünü üzerinden gerçekleştirdiği bir role sahip olmuş, erkeğin yaratıcılığını sonuçlandırması için kullandığı 'yardımcı' olmuştur. söz konusu benzetmeyi basitçe şöyle açıklayabiliriz, nasıl ki doğa insanın eylemleriyle ona yanıt veren bir üretkenlik ihtiva ediyorsa, kadın da tohum atılan bir toprak gibidir. öte yandan kadın bedeni ve vatan arasındaki ilişkilendirme bu kadarla sınırlı değildir. örneğin vatan toprağı tecavüz edilebilir bir yerdir.bu çokça kullanılan benzetmeye göre ön kabul, hiçbir erkeğin karısına tecavüzü kaldıramayacağıdır. çünkü kadın yüzyıllar boyunca olduğu gibi erkeğin sahiplendiği bir mülkiyet aracıdır. kadına tecavüz edilmesi demek 'erkeğe maddi ve manevi zarar verilmesi' demektir. ve erkeğin bu maddi manevi zararın karşılığını alma hakkı vardır. mesela erkeğin karısına tecavüz edeni öldürmesi kanuni olarak kısıtlansa bile hoşgörülebilir. eğer tecavüz edilen kadının kocası yoksa bu sefer de sahiplik babaya devredilir ve babanın zararı karşılama hakkı uygun görülür. işte tecavüz metaforunun vatan tehlikesiyle eşleştirilmesi de bununla ilişkilidir. dişil görülen toprağın başkalarının saldırısına uğraması, kadın bedeni ile ilişkilendirilerek erkeğin iktidar alanına sokulur ve böylece bu kabul edilemez durumun herkes için büyük bir sorumluluk alanı olduğuna ve bu sorumluluk alanı nedeniyle herkesin harekete geçmesi gerektiğine dikkat çekilir.

    benzetmeler ve göndermeler böyleyken tüm resmi söylemlerden görülebileceği gibi ulus devlet projeleri de bu noktayı atlamamış ve -her ne kadar kadını özgürleştirdiğini iddia etse de- toplumsal cinsiyet rolleri ile de alakalı olan bu epey maksatlı hikayeyi bolca kullanmıştır. kadının 'vatana hayırlı bir evlat doğurması' ve bu evladı yine vatana hayırlı olacak bir şekilde büyütmesi gerekliliği bir tesadüf değildir. ülkeyi yöneten kocaların müreffeh bir ülke hayalinin peşinde koşmasını sağlayan ve onların arkasında yer alarak ülkeye yararlı olduğu için çokça övülen ve bu yolla entelektüel faaliyetlerden çok 'maharetçe hafif' işleri yapabilirliğinden dem vurulmuş kadınlar, bir de doğurdukları 'olağanüstü' yararlı çocuklarıyla vatana bir katkı daha yapmış ve 'tüm analık haslet ve maharetleriyle' yine övgüyü haketmişlerdir! öyle ya, kadın hem erkeğe destek vererek hem de iyi bir çocuk yetiştirerek kendi görevini fazlasıyla yapmış olur. eğer kadın kadınlığının bilincinde olmasa, kocasının başarısında rol oynayacak hayati düzenlemeleri yapmasa ve hem de çocuğunu 'hazır asker, yürekli bir vatansever, gözüpek bir bilge' olarak yetiştirmese vatanın varoluş temelinin sarsılacağı açıktır. işte kadının vatanın dirliğindeki rolü budur. iyi erkekler yetiştirmek ve hazırlamak suretiyle güçlü bir ülke inşasına katkıda bulunmak.

    ve ayrıca gerektiğinde *en değerli varlığı olan* çocuğunun üstündeki battaniyeyi alıp mühimmatın üstüne atacak kadar da kadirşinas olmak. çocuğunu vatan uğruna feda edip de bağrına taş basacak kadar metanetli olmak.

    ulus-devlet'in kadın tahayyülü aşağı yukarı bu çerçevenin içindedir. ve yarattığı kadın tipi de oğlunun/kocasının/sevgilisinin/arkadaşının erkekliğini kanıtlamasında önemli dayanaklardan birinin de askerlik olduğu ön kabulü ile varolur. böylesi bir 'vatandaş' olarak erkeği bu noktaya sevketmesi ve 'erkekliğini' kanıtlamasını beklemesi varoluşunun muhteviyatıyla oldukça tutarlıdır.

    ana değildir denmiş ya, anadır. sevgilidir, arkadaştır. o konuda bir şüphe yok. ama ancak devletin izin verdiği kadar kadındır.
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap