24 entry daha
  • insanın içine ukte olan şeyler vardır, insanların içinde ukteler vardır. hele dünyaya geldiğinizde, bir yere geldiğinizde bir şey yapmak için; bazen taban tabana, bazen algıda birbirinin zıttı olan şeyleri yapmak gereklidir. yaşama, dünyaya geldiğinizde yaşatmaktır yaptığınız.

    ve evet, yaşattığınızdan fazla yaşarsınız. okula gidersiniz, öğretirsiniz de. ama öğrettiğinizden fazla öğrenirsiniz. işte sözlükte de yazdığınızdan fazla okursunuz. belki de okumalısınız. benim içimde de ukteler vardır. dolduramıyorum. doldurulmasını bekliyorum. terzilik bir durum da yok aslında, işim ukte doldurmak değil ki kendiminkini dolduramayan terzi olayım.

    işte bu nedenle ukte dolduruyorum diyebilseydim keşke. ama hayır. sol tarafta gördüğüm zihnisinir başlıklar sebebiyle, -kitaplarda yazıldığı gibi- sessizliği bir bıçak gibi kesen gürültüler çıkmasına benzer kafamda şimşekler çaktıran, başa kalan, başa çıkılamayan, mimleme için okunan bu başlıklar sebebiyle ukte doldurmaya başladım. kendi kendime ukte verene uktedan, ukte doldurana uktedir demeye başladım. denk geldiğimde sol tarafta sessizlik bölen -hani kitaplarda yazıldığı gibi- bir bıçağa, başlığa dönüşebilecek ukteleri aramaya ve dolu şekilde bakınızlamaya başladım. gerçi önce ukte notuyla beraber ukte doldurduğum da oldu "böyle başlık açmam, ukte dolduruyorum, hanlarım, beylerim, kamuoyuna böyle bildirile" şeklinde ama keyifsizdi. hatta böyle doldurduğum uktelerin altı dolmadı, böyle devam edebilirdim aslında bu takipsizlik sebebiyle. ama böyle devam etmedim ve doldurmaya değer ukteleri süzgeçlemeye başladım.

    sonunda kopuk bağlantıları, acayip ukteleri, dolu ve benzer içerikli bakınızlarla doldurmak eğlenceli gelmeye başladı. ukte olduğunu belirtemiyordum yönlendirdiğimde, uktedanı da öyle. uktedandan da bir şikayet almayınca buna devam ettim. belki iade-i ukte yapılır diye ukteler verdim. bazen yetmiş dört-yetmiş beş sayfalık ukte bölümünü okurken elimde kolonya ve şekerle bekliyorum iadeyi, henüz gelmedi birkaç tane dışında.

    günümüzde gündem denen şey artık gündelik değil, bazen saatlik, bazen haftalık. ama uktelerden gündemi yakalayabilirsiniz, hem verilenlerinden, hem dolanlarından. işte böylece gündemi takip ederken aslında verilen uktelerden de sözlüğün değişimi anlaşılabilir, çok sayfa ilerlemek gerekebiliyor uktelerde. buna başarılı uktelerin başarısız uktelerden (başarılı ukte vermek, başarılı ukte doldurmak, başarısız ukte vermek, başarısız ukte doldurmak kavramları bu konuda karışmasın) daha çabuk dolmasının da etkisi olduğunu söyleyebiliriz. herkes verebildiğinde ne kadar sanat olabiliyorsa ukte vermek, herkes yaşadığında da o kadar sanat oluyor yaşamak.

    işte bu ahval ve şerait içinde, bu halet-i ruhiyeyle, ruhi'yle ben nasılım derken, dolduruyorum ukte, kendi içimdeki ukteleri de anımsayarak. ve ukte doldurmak, bitmeyen bir şey. bitmeyen bir şey. bitmeyen bir şey...
53 entry daha
hesabın var mı? giriş yap