73 entry daha
  • bu oyun "başyapıt"tır, "çok iyi"dir, "sanat eseri"dir belki. fakat, bunun nedenini ortaya koymadan - en azından bakış açısı bazında - oyunu "harika" veya sair sıfatlarla nitelendirmek başta oyunun kendisine hakaret olacaktır. oyunu henüz bitirmedim, ama bitirmeden önce üzerine birkaç şey söylemek istedim açıkçası. (bu oyun da olmasa üzerine yazabileceğim hiçbir şey kalmamış, onu da şimdi farkettim)

    yapımcılar bu oyunu "trial and death" diye tanımlamışlar, sonuna kadar katılıyorum. bu kendi başına matah bir olay olarak görünmeyebilir -- hatta matah bir şey olmayabilir. (aklıma karoshi geldi bunu söyleyince. bilmeyenler kesinlikle göz atsın) fakat, bu "trial and death" metodunu 9 yaşında şortlu ve olabildiğince ölümden uzak bir yerde tahayyül edilecek bir çocuğun üzerinden uygulamak, ahlak anlaşıyla ve zihinle oynamaktır. bu yaşlarda bir çocuğun defalarca sizin yüzünüzden ölmesini izlemek bilinçaltında bir yerlere yerleşiyordur ve suçluluk psikolojisi oluşturuyordur.

    oyunda renklerin olmadığını ve begotten-vari bir zıtlık oluşturulduğunu oynayan herkes farketmiştir ve yine aynı "herkes" bunun bilinçli bir şekilde yapıldığını sezmiştir. bunun perspektifte değişen nesnelerin çizimleri ile de desteklendiğini görüyoruz. bu atmosferi bu oyun dışında herhangi bir senaryo veya nesneyle ilişkilendirdiğimizde, elimizde "9 yaşında şortlu bir çocuğun" olduğu bir platformdan başka her yere götürebiliyoruz. ben bunu açıkçası alakasız temaların ve zihinde kesişmeyecek olguların kesişmesi olarak yorumladım - ki oyunu bioshock gibi, max payne gibi sanat kokan oyunlarla aynı yere koymamın sebeplerinden biridir bu.

    iki üstteki paragrafta bahsettiğim durum beni oyunu oynarken daha da dikkatli olmaya itti ve oyunun işleyişi gereği buna hiç ihtiyaç duymamayı beklerdim, çünkü çözmeye çalıştığınız bulmacalar arasında oyun sıklıkla auto-save yapıyor ve ölüm size oyunda neredeyse hiçbir şey kaybettirmiyor. buna rağmen, oyunda ölmemek için ekstra çaba sarfettim, zira yukarıda bahsettiğim bilinçaltı durumu bir şekilde etkisini gösterdi.

    bunun yanında oyunda çözdüğüm herhangi bir bulmacadan sonra rahatladığımı hissetmedim. bilakis çözdüğüm her bulmaca beni daha fazla gerdi ve sanki "nihai son"a bir adım daha yaklaştırdı. bu da oyuna işlenen anakronik "sonunda öleceksin" mesajını vurgulu şekilde hissettirdi. radiohead'in nude'ü bu oyunun soundtrack'i oldu kafamda. oyun içindeki atmosferi kenarlarından tutup geren ambient ses bütünleri elbette oyun için mükemmel bir seçim olmuş. fakat, eğer oyunu olduğundan daha özel bir yere koyacaksam, bu nude ile olur.

    oyun oynamaya uzun süre ara vermiş ve neredeyse oyunlara küsmüş biri olarak, bu oyunun önünde eğildim. oyunlara sanatın nasıl yedirileceğini ve oyunların "sadece oyun" olmadığını göstermenin yollarından biri bu oyun ve diğer oyunlardan farklı bir yerde duruyor kesinlikle.
268 entry daha
hesabın var mı? giriş yap