sözlükçülerin en büyük başarıları

• midye dolma satmaktır.
  
  mezuniyet kutlaması yapmak adına gidilen çiçek pasajında, hoş sohbet, keyifli ve uzun soluklu bir demlenmenin ardından, cümbür cemaat istiklale çıkılır.
  
  grup kalabalık, kafalar demli olduğu için grubun kıçı nerde başı nerde anlamadan geniş geniş yürürken,
  gruptaki fırlama arkadaşlardan biri yanıma sokulur,
  
  -ağa midye tava yiyelim diye sorar.
  -eyvallah ben yiyemem patlamak üzereyim sen takıl denir.
  -o halde bana eşlik et der eleman ve ilk gördüğümüz midyeciye bordo ederiz.
  
  dolmacı elemanla koyu bir muhabbetten sonra al takke ver kulah bizim fırlama arkadaş,
  sırf şamata olsun diye midye tablasını içindeki midye dolmalar ile beraber satın alır.
  
  grup hafiften fire vermekle beraber 8-10 kişi istikrarla taksime doğru yürünür.
  midye tezgahı tramvay istasyonuna yakın bir mevkiye kurulur.
  grup bir taraftan midyeleri yerken bir taraftan da perakende satışa başlar.
  
  daha iki dakika geçmeden çevredeki tablacılar yanımıza gelip,
  tezgahı nereden aldınız diye soru yağmuruna tutar,
  fakat grup hala kalabalık olduğundan bu densizler bertaraf edilir.
  
  yarın gece aynı şekil işe çıksak elemanlar mahalleden topladıkları 30-40 kişi ile bizi
  mutlaka hacamat edeceklerdir lakin iş one night stand olduğundan serde rahatlık var ki deme gitsin.
  
  tabii midye dolma mafyası ayaklarımıza sıkar mı sıkmaz mı gibi bir kaygı duymuyor da değiliz o esnada...
  
  bu arada z.ö. kendini midye satışına öyle bir kaptırmıştır ki,
  midye alan bir bayan ile gözgöze geldiğinde iş işten geçer,
  
  o bayan henüz yeni mezun olunan fizik bölümündeki tez profunun ta kendisidir.
  
  kadın dalgın dalgın, şüphe dolu acaba şeklinde bakarken, benim biraz dikkatli selam verir şekilde baktığımı görünce jeton düşer.
  
  adımla sanımla hitap ederek,
  -oğlum sen daha yeni fizik mühendisi çıktın,
  midye dolmamı satıyorsun vah yazık demesi ile magmaya doğru yol alınır.