126 entry daha
  • köyün ağır topları muhtar ve imam ile kahvede yaptığımız sohbetten sonra beni gitmek istediğim yerin yol sapağına kadar götürmek istediler.
    toprak yol; kısa ama çok dik yokuşlarını ve dikkat gerektiren çukurlarını saymazsak içinde olduğum arazi aracı için neredeyse asfalt kadar rahattı. ancak hemen önümde giden üç pedal-bir direksiyon, bir adet de topuzsuz vites kolu ile yürütülen, iki koltuklu ve bagaj kapağı olmayan renault 12 için endişeliydim.
    her an durup bana doğru kayabilir korkusu ile takip mesafesini açık tutuyordum. derken sağ koltuktaki imam camdan kolunu çıkarıp sinyal işareti verdi.
    döndükten 100 metre kadar sonra 6-7 metrelik, diz boyu bir dere ile yolun kesildiği noktada durduk. muhtar biraz geri gitmemi arabasını çevireceğini işaret etti. dediğini yapıp aracımdan indim. yanlarına yürüyüp anlamadığım bu manevranın nedenini sordum.
    "arabayı arkadan itişli yapacağız şimdi" deyip güldü.
    dereye geri geri girecekti ki bir terslik olursa birinci vitese takıp zemini daha uygun olan geldiğimiz yöne doğru sudan çıkabilsinmiş...
    işte ben düz, hemen önümdeki araçtaki iki kişi de bana bakar halde geri geri bu dereyi aştık.
    zaten marifetlerini bildiğim bu araca bir kere daha hayranlık duydum o gün...
175 entry daha
hesabın var mı? giriş yap