28 entry daha
  • okuduktan sonra mustafa kemal'in askerlik hayatı hakkında daha detaylı bir izlenim edindiğim turgut özakman kitabıdır. savaşta bulunan yerli yabancı subayların/askerlerin kitaplarına, günlüklerine dayanarak kaleme alınmış olan diriliş'i bir roman olarak kabul edersek; romanın baş karakterlerinden biri şüphesiz yarbay (kısa süre sonra albay) mustafa kemal'dir. bir okur olarak sonra yaptıklarını da bilince o'na farklı bir gözle bakıyorsunuz tabi... fakat sadece çanakkale savaşı'nın içinde düşününce heyecan verici bir karakter olup çıkıyor. zira kendisinin arıburnu ve conkbayırı'ndaki müdahaleleri olmasa muhtemelen çanakkale düşecekti.
    mustafa kemal, savaş alanını bir tablo gibi açık seçik görebilen, gerçekleşecek olaylara çok önceden önlem alan, sorunun anında temeline inen bir kurmay subay olarak işleniyor. bir seneyi bulmayan bir savaş süresinde; eksik bir tümenin komutanlığından (bkz: 19.tümen), altı tümenin bağlı olduğu ordu düzeyindeki grup komutanlığına yükseliyor. (bkz: anafartalar grup komutanı) öyle ki yararlılık gösteriyor ki, çanakkaleyi savunan 5. ordunun generali liman von sanders kendisini ekselans diye çağırıyor.
    1915'teki savaştan önce trablusgarp'ta ve balkanlarda; sonrasında ise anadolu'da yürüttüğü mücadele göz önüne alınırsa, 10 yıl ara vermeksizin savaştığı ve mücadele ettiği görülüyor. hastalıklar, cephede uykusuz geceler, ölümle kol kola bir on sene ve sonucunda yeni bir devlet. bu olayları diriliş'in devamı olan şu çılgın türkler romanı ile tamamlayıp, resmi tarihte karşılaşmadığımız kadar detaylı ve akıcı bir biçimde sunduğu için turgut özakman'a teşekkürü borç bilirim. haftalarca kitabı elimden bırakamadım.
81 entry daha
hesabın var mı? giriş yap