35 entry daha
  • geçenlerde taraf'ta halil berktay'ın kulaklarını çınlattığı yazar.

    -------------------------------------------

    bernard lewis, çevik bir ve asmea

    halil berktay, taraf, 19 nisan 2012

    http://www.taraf.com.tr/…wis-cevik-bir-ve-asmea.htm

    28 şubat’la ilgili olarak, şimdi size sınırlı akademik çevreler dışında az kişinin bildiği, bilenlerin de pek üzerinde düşünmediği bir şey anlatacağım.

    özünde, bilimin ve akademik kuruluşların demokrasi düşmanlığı uğruna ne kadar kötüye kullanılabileceği yatmakta.

    bu, türkiye’nin atatürkçü darbecilerinin ortadoğu’da laikliği korumak adına israil ve israil lobisiyle girdiği işbirliğinin hangi kılıklara büründüğüyle ilgili bir öykü.

    ama ucu daha genel bir probleme : derin devletin tanıtım ve millî çıkar gerekçeleriyle yurtdışında oluşturduğu bazı kürsü, örgüt veya enstitülerin neye “yaradığı”na da dokunuyor.

    28 şubat’çıların israil lobisiyle ilişkisi son günlerde çok yazılıp konuşulur oldu. örneğin cengiz çandar neşe düzel’e, ilk çevik bir’in off the record kullandığı “postmodern darbe” kavramını, bernard lewis’in doğrudan doğruya genelkurmaydan duyup öğrenmiş olduğunu; bunu kendisine bir dâvette lewis’in kendisinin söylediğini anlattı (taraf, 16 nisan).

    bernard lewis ünlü bir tarihçi. sıkı avrupa merkezci, oryantalist denebilecek bir bakışa sahip. islâmiyet ve islâm âlemi onun için hep “öteki”, hattâ “düşman”. batı’nın gelişmişliği norm(al), islâmın azgelişmişliği anormal –ve “yanlış olan nedir” (what went wrong) başlığı altında incelenmesi gereken bütün bir alanı oluşturuyor. amerikalı neo-con’lar, yarı-faşist islâmofobilerinin (islâmın diğer dinlerden çok daha “fanatik” olduğu gibi) birçok özcü, sakat klişesini bernard lewis’lere borçlu.

    lewis aynı zamanda sıkı bir atatürkçü. ilk ve en azından bizde bugün bile en ünlü kitabı, the emergence of modern turkey (çağdaş türkiye’nin doğuşu). burada lewis, 19. ve 20. yüzyıl tarihimizi, islâmın karanlığına gömülmüş bir şark toplumunun önce ittihatçılar ve asıl kemalistler sayesinde çağı yakalayıp aydınlığa kavuşması ve batı’ya iltihak etmesinin öyküsü olarak anlatıyor.

    siyaset sahnesinde lewis bir israil şahini. israil’e yönelik her eleştiri, ona göre yahudi düşmanlığıyla özdeş. filistin halkının haklarını savunmak anti-semitizmin doruğu. geçmişte, “böyleleri”nin abd üniversitelerinde tenure (kalıcı kürsü) almasını önlemek için yapmadığı kalmadı. çok öğrencisi var. bir kısmı kendisine tutkuyla bağlı. bazıları ideolojik açıdan daha bile katı. öylelerini tanıdım ki, bırakın israil’i, lewis’e yönelik her eleştiriyi (israil ve) yahudi düşmanlığıyla bir tutuyor.

    bütün bu özellikleriyle bernard lewis, türk milliyetçi-militarist ulus-devletinin hep sağlam bir müttefiki oldu. yunan ve ermeni lobilerinin “türk düşmanlığı”na karşı israil lobisinin “türk dostluğu”nu temsil etti. bu, ermeni soykırımı tartışmalarına kadar uzandı. israil’in kurucu ideolojisi, tarihteki biricik soykırımın 1942-45 holokostu olduğu noktasında gayet kıskançtır. bu, “paylaşılamayan bir mağduriyet”tir onlar için (contested victimhood). bütün bu faktörler bernard lewis’i “ermeni iddiaları”na karşı “türk tezi”nin destekçisi kıldı.

    9/11 geldi : el kaide’nin dünya ticaret merkezi’ne korkunç saldırısı. yarattığı büyük tepki dalgası, arap-islâm düşmanlarına yaradı. amerika’da birçok yerde israil lobisi psikolojik ve entellektüel terör estirmeye koyuldu. bütün islâm ve ortadoğu bölümleri ya da araştırma merkezleri “terör sanığı” ilân edildi. ciddî bilim âleminde tutunamamış birtakım vasıfsızlar, middle east forum (ortadoğu forumu) ana “düşünce tankı”na bağlı campus watch (kampüs devriyesi) diye iğrenç bir web sitesi kurup, öğrencileri ve diğer öğretim üyelerini, üniversitelerindeki “ortadoğu araştırmaları, dersleri, konferansları, gösterileri ve diğer faaliyetleri” hakkında ihbarda bulunmaya çağırdılar. bu yeni mccarthycilik furyası, campus watch’un amerika’ya “düşman” saydığı sekiz profesörün “dosya”larını yüklemesine kadar vardı. lâkin bu “kara liste”lemeye öyle bir reaksiyon doğdu ki, ekim 2002’de hemen indirmek zorunda kaldılar.

    middle east forum etrafındaki bu tür kötü, karanlık işlerde (daha genel olarak, george w. bush yönetiminin irak’a saldırı hazırlıklarında), bernard lewis’in önemli bazı amerikalı-israilli öğrencileri de yer aldı.

    bunları niçin anlattım? 21. yüzyılın başları neo-con’luğun “teröre karşı savaş”ının bütün diğer zararlarının yanı sıra bilim ve yüksek öğrenim ortamını da zehirlediği bir dönemdi. bu çerçevede, israil lobisinin saldırganlığı en saygın meslekî kuruluşları yıkma çabalarına kadar vardı. abd’de the middle east studies association (mesa), ingiltere’de the british society for middle east studies (brismes), ortadoğu çalışmalarının iki uluslararası çatı örgütüdür. gelin görün ki bernard lewis ve yandaşları, obama öncesinin islâmofobi rüzgârlarında, “tarafsız olmadığı” gerekçesiyle mesa’yı bile karşılarına alıp bölmeye ve sözde “alternatif” yaratmaya kalkıştılar. böylece ortaya asmea (association for the study of the middle east and africa : ortadoğu ve afrika araştırmaları derneği) diye, 2007’de şekillenip kuruluş kongresini 2008’de yapan bir kuruluş çıktı.

    kritik soru : bernard lewis asmea’yı başka kimlerle kurdu dersiniz ? sırf diğer bazı tarihçi ve siyaset bilimcilerle mi ? 2007’deki ilk üyeler listesinde (orgenerallikten sekiz yıldır emekli) çevik bir de vardı desem, inanır mısınız bana ? ben bunu 2007’de harvard’da öğrendim. kanıtını asmea’nın şimdiki web sitesinde aramayın, bulamazsınız.

    ne ki, bir yerde henüz duruyor. çevik bir’in (ingilizce) wikipedia’daki biyografisinde, a former member of asmea (asmea eski üyesi) ifadesi yer almakta. çabuk bakın, birileri onu da kaldırmadan.
134 entry daha
hesabın var mı? giriş yap