marmara denizi

• burası benim denizim. her sene ne kadar kirlendi diyoruz ama şimdilerde hiç girip baktınız mı? o kadar temiz, o kadar berrak ki. bin kere bu deniz bitti dedim ama bin kere de bitmediğine şahit oldum. artık ikisini de demiyorum çünkü onu bitik gördüğüm zamanlarda biliyorum ki onun bittiği falan yok. sürekli devinen suyu ve kendine has özellikleriyle ondan faydalanmasını bilene kapıları her zaman açık. diğer taraftan babamda vitamin olduğum zamanları da sayarsak 35 yıldır falan içindeyim, kirlenmesini dakika dakika gördüm diyebilirim o yüzden alışmış da olabilirim. neydi hani örümceği kaynar suya koymuyorlardı da suyu yavaş ısıtıp kaynatıyorlardı, ömürcek ölüyordu, ben belki o örümcekmişim. ama bak valla yakınlaşıp bir bak, içine gir, gözlerini aç, kumsal olsun, cafe olsun bir tane çevrende, sudan çık bir bira iç, kahve iç, bir sigara tellendir, canın güneye uzun uzun yolculuklar yapmak istemeyecek. haftada bir gün bunu yaşasan istanbul sana zor gelmeyecek.
  
  şu an kıyısında oturuyorum ama gene de özledim lam. dur bi yüzüp geliyim. akşamüstü de irice bir eşkina avlıyım fırında yapayım.
  
  marmara'ya iyi bakın, tüm çevrenize iyi bakın. az tüketin, küçük küçük yaşayın böyle. konforunuzu sağlarken küçük ve verimli enerji dönüştürücüleri kullanın, küçük yemek porsiyonları, bol bol fiziksel aktivite, kimyasallara bulaşmayın, taze, katkı maddesiz besinler... hadi sağlıcakla.
  
  terstrigonometrikfonksiyonlarinintegrali uyardı sağolsun örümcek değil kurbağa diye. zaten neden örümcek olsun ki suda ne işi var örümceğin. kurbağa o kurbağa.