18 entry daha
  • fethi naci üniversite sınavlarına girdiği 1945 i anlatıyor:
    "..
    her gün iş aramak için istanbul'a geçiyordum. henüz üniversite şebekem yoktu, bunun için vapurda birinci mevkide 15 kuruş, ikinci mevkide 12 kuruş ödüyordum. bir sabah cebimde 25 kuruşla haydarpaşa lisesi'nden çıktım. biletçinin bozuk parası çıkmadığı için 12 kuruşluk ikinci mevki yerine 15 kuruşluk birinci mevki bileti aldım. bütün gün istanbul'da dolaştığım halde ne iş bulabildim ne de borç alabilecek bir tanıdık. iki kuruş eksik olduğu için haydarpaşa'ya dönemiyordum. birden haliç'te tersanelerde çalışan bir ilkokul arkadaşım aklıma geldi. köprü'ye giderek haliç'ten gelen vapurları bekledim. mucize gerçekleşti arkadaşımı (ali şükrü saral) buldum. ama onun da parası yoktu.sonunda bir çare geldi aklına :
    "bende bir kahve karnesi var (ey ikinci dünya savaşı'nı yaşamamış olanlar! siz bilemezsiniz bu karneleri!), ama çeşmemeydanı'nda beni tanıyanlar var, ben satamam; ben sana karne alabilecek kahveleri göstereyim, sen at. aldığın parayı bölüşürüz." dedi.
    karnenin kaça satıldığını da söyledi. bir iki kahve dolaştıktan sonra karneyi sattım, parayı şükrü ile bölüştük, ayrıldık. ilk işim çeyrek ekmekle helva almak oldu. bütün gün bir şey yememiştim. ekmek helvayı yerken ağladığımı saklamayacağım: açlık, umutsuzluk, şükrü'nün unutamadığım dostluğu... "iki kuruş eksiktir" bunları anlatır.
    ..
    "
    fethi naci ile söyleşi
    edebiyat ve eleştiri
    kış 1994 sayı :17

    söz uçar, yazı kalır - feridun andaç
29 entry daha
hesabın var mı? giriş yap