69 entry daha
  • türkçe çevirisi şöyle olabilecek lil wayne&bruno mars şarkısı.

    [lil wayne:]
    with everything happening today (bugün olan herşey)
    you don't know whether you're coming or going (gidiyor musun, geliyor musun, onu bile bilmiyorsun)
    but you think that you're on your way (fakat kendi yolunda olduğunu düşünüyorsun)
    life lined up on the mirror don't blow it (hayat bir aynanın içinde sıraya dizilmiştir, bozma onu)

    look at me when i'm talking to you (seninle konuşuyorken bana bak)
    you looking at me but i'm looking through you (sen bana bakıyorsun ama ben senin içini görüyorum)
    i see the blood in your eyes (gözlerindeki kanı görüyorum)
    i see the love in disguise (gizlenmiş olan sevgiyi görüyorum)
    i see the pain hidden in your pride (gururunda gizli acıyı görüyorum)
    i see you're not satisfied (tatmin olmamış görünüyorsun)
    and i don't see nobody else (ve başka kimse görmüyorum)
    i see myself i'm looking at the (kendimi görüyorum bakarken...)

    [bruno mars:]
    mirror on the wall, here we are again (duvardaki aynaya, işte yine buradayız)
    through my rise and fall (yükseldiğim ve düştüğüm anlar boyunca)
    you've been my only friend (tek arkadaşım sen oldun)
    you told me that they can understand the man i am (bana, olduğum adamı anlayacaklarını söylemiştin)
    so why are we here talkin' to each other again? (öyleyse neden yine burada birbirimizle konuşuyoruz?)

    [lil wayne:]
    uh, i see the truth in your lies (yalanlarının içindeki doğruyu görüyorum)
    i see nobody by your side (senin tarafında kimse görmüyorum)
    but i'm with you when you are all alone (ama yapayalnız olduğun zaman ben seninleyim)
    and you correct me when i'm looking wrong (ve sen yanlış baktığımda beni düzeltiyorsun)
    i see the guilt beneath the shame (utancın altındaki suçluluğu görüyorum)
    i see your soul through your window pane (pencerenin içinden ruhunu görüyorum)
    i see the scars that remain (geçmeyen yara izlerini görüyorum)
    i see you wayne, i'm looking at the... (seni görüyorum wayne, bakıyorum...)

    [bruno mars:]
    mirror on the wall, here we are again (duvardaki aynaya, işte yine buradayız)
    ([wayne:] yeah)
    through my rise and fall (yükseldiğim ve düştüğüm anlar boyunca)
    ([wayne:] uh-huh)
    you've been my only friend (tek arkadaşım sen oldun)
    ([wayne:] my only friend) (tek arkadaşım..)
    you told me that they can understand the man i am (bana, olduğum adamı anlayacaklarını söylemiştin)
    ([wayne:] they can understand) (anlayabilirler)
    so why are we here (peki niye buradayız)
    ([wayne:] misunderstood)(yanlış anlaşılmış) <burayı becerememiş olabilirim>
    (talkin' to each other again? (yine birbirimizle konuşuyoruz)

    [lil wayne:]
    looking at me now i can see my past (şimdi kendime baktığımda, geçmişimi görebiliyorum)
    damn i look just like my fucking dad (kahretsin, aynı kahrolası babama benziyorum)
    light it up, that's smoke in mirrors (işıkları yak, aynadaki bir sis)
    i even look good in the broken mirror (kırık aynada bile iyi görünüyorum)
    i see my momma smile that's a blessing (annemi görüyorum, kutsayan gülümsemesini)
    i see the change, i see the message (değişimi görüyorum, mesajı görüyorum)
    and no message could've been any clearer (ve hiç bir mesaj daha açık olamazdı)
    so i'm startin' with the man in the... (o yüzden .....(aynadaki) adamla başlıyorum..)

    [bruno mars:]
    mirror on the wall, (duvardaki aynada)

    [lil wayne:]
    mj taught me that. (mj öğretti bunu bana)

    [bruno mars:]
    here we are again (işte yine buradayız)
    through my rise and fall (yükseldiğim ve düştüğüm anlar boyunca)
    you've been my only friend (tek arkadaşım sen oldun)

    [lil wayne:]
    take 'em to mars man (onları marsa götürcem dostum)

    [bruno mars:]
    you told me that they can understand the man i am (bana, olduğum adamı anlayacaklarını söylemiştin)
    so why are we talkin' to each other again? (öyleyse neden yine birbirimizle konuşuyoruz?)

    [lil wayne:]
    uh...

    mirror on the wall, here we are again (duvardaki ayna, işte yine buradayız)
    ([wayne:] yeah)
    through my rise and fall (yükseldiğim ve düştüğüm anlar boyunca)
    you've been my only friend (tek arkadaşım sendin)
    ([wayne:] any questions?) (sorusu olan?)
    you told me that they can (bana anlayacaklarını söyledin..)
    ([wayne:] i come to you)(sana geldim)
    understand the man i am (olduğum adamı)
    ([wayne:] you always have the answer) (her zaman cevabın vardır)
    so why are we here talkin' to each other again? (öyleyse neden yine burada birbirimizle konuşuyoruz?)

    [bruno mars:]
    mirror on the wall. (duvardaki ayna)

    [wayne:]
    ay, b.p. (hey, b.p.)
    looks like i did take 'em to mars this time (görünüşe bakılırsa bu kez onları marsa götürdüm)

    [bruno mars:]
    (so why are we talking to each other again?) (öyleyse neden yine birbirimizle konuşuyoruz?)
32 entry daha
hesabın var mı? giriş yap