149 entry daha
  • hesabım var, esmerin adı oya, sevdiğime pişman ettin, saygımız vardır(eskimo genci) gibi yıllardır ibrahim tatlıses'le özdeşleşmiş türküleri piyasada ilk seslendiren adamdır. ibrahim tatlıses'den de önce.

    ibrahim tatlıses kendi ağzıyla itiraf etmiştir, ilk önce azer bülbül'den dinledim, sonra ben de kasedime koydum diye.

    dileyen ahan da aşağıdaki videodan görebilir. aşağıdaki program daha azer bülbül'ün ilk tv tecrübelerinden biridir. hatta programdaki güçlü (olgun şimşek) karakterinin elektrik benzetmesi sayesinde azer bülbül titremesi elektrik çarpmasına benzetilmiştir. olgun şimşek bu aşağıdaki videoda bu akımı başlatan isim olmuştur.

    tarihe tanıklık ediyoruz efem,
    https://www.youtube.com/watch?v=i6kmjdy-oue

    popüler olmadan evvel baya 7-8 tane kasedi varmış rahmetlinin. evet tanındıktan sonra da çok deli eserler seslendirdi fakat asıl cevher o almanya'da yaşarken yaptığı kasetlerde gizli. dinlemenizi tavsiye ederim.

    aynı zamanda emrah'ın meşhur ettiği leyli adlı parça, kibariye'nin hüküm giymişim ile yıldızlaştığı şarkı, mahsun'un ciğerparem şarkısı, nükhet duru'nun ben yine sana vurgunum adlı nefis şarkısı da yine azer tarafından ilk okunan şarkılardan bazılarıdır sadece.

    bunun haricinde ben seninle mutluyum, yalan sevgiler, alacağın olsun, ayrılmak mı gerekirdi, üzülmedim ki, sana yalan gelebilir, başaramadım , borcum bitmedi gibi efsane şarkılara da can vermiştir. orası ayrı..

    sesinin haricinde, hali tavrı duruşu mimikleri, elini kolunu yerçekimine terkedip kukla gibi sallayışları, iki beden büyük takım elbiseleri, kambur duruşu, başını önde sallaması, hızlı konuşması, aniden bağırıp coşturması, gözlerini sımsıkı kapayıp şarkı söyleyişi, derbeder havası, amerikan traşı olarak bildiğimiz sedat peker traşı, pos bıyığı ve daha niceleri ile silindi gitti.

    entel tayfa azer bülbül denildiği vakit yüzünü buruştururdu. taksiciler arabaya binen müşteri ciks birisiyse teybin sesini kısmak mecburiyetinde hissederdi kendini. hoşlanılan kız playlistinizde azer bülbül görünce sizi varoş görürdü. ankara pavyonlarının duvarı azer nağraları ile çınlardı. dalga geçilirdi kendisiyle elektrik çarpmış, titrek şarkıcı diye. biz ise senelerdir ulan senelerdir o titrek diye dalga geçilen adamın her titreyişinde meşke gelirdik. göğsümüzü gere gere de azer dinliyorum derdik.

    azer bilmeyen, sevmeyen dinlemeyen insanlara azer sevgisi aşılayan başlıca kurum askeriyelerdir. sonra taksilerdir, varoş semtlerin esnaflarıdır, sanayi köşelerinde ya da fabrika imalathane bölümlerinde nidaları yankılanan duvarlardır, ilaç gibi radyo frekanslarıdır, pavyonlardır.
    yıllardır yazacam yazacam hep erteliyordum. bugüne kısmetmiş azer bülbül başlığında yorum sahibi olmak..

    neyse...

    yürek yangınına kâr etmiyor kar,
    şu koskoca şehir sanki 4 duvar
    nehirler ırmaklar taşacak kadar
    ağladım ağladım yaşım bitmedi..

    ya da

    güneş, karlı dağlarla
    denizler, kumsallarla
    çiçekler, ilkbaharla
    ben, seninle mutluyum

    dizeleri bile bu adamı anlatmaya yeterlidir bence..

    sübutay kesgin bir yaşam biçimidir. saygılar.
354 entry daha
hesabın var mı? giriş yap