361 entry daha
  • yaşayacağınız bütün aşkların önsözüdür...

    sokaklarda oyun oynanabilen bir zamanın, aşkıdır. o zamanlar annemin galiba çok uğraşmamak için saçlarımı, erkek gibi kestirdiği zamanlar, içimdeki kız çocuğunu, yetiştirmeye başlayacağım o "aşık kadın"ı keşfettiğim andı o muhtemelen. erkek gibi bir annem var. şovalye yüzüğü takar. o erkek gibi kadının nasıl aşık olduğunu, rahmetli babacım, anlatır dururdu. şöyle göz altından da annemi süzerdi. annemin ilk aşkı da babamdı galiba.

    babamın işi gereği, bütün abilerim, ablalarım başka başka yerlerde doğmuşlar. ben tekne kazıntısıyım, istanbul hatırası... daha önce oturduğumuz havalı mahalleden, taşınmak zorunda kalıyoruz. babam, majör depresif ablam yüzünden, erken emekli oluyor. büyük abim, babamla aralarındaki siyasi ve kişisel çekişmeler yüzünden, alıp başını gidiyor. 10 sene görmedim abimi. küçük abim, hayalperest. şiirler yazıyor, bir işin ucundan tutmayacağı o kadar belli ki. küçük ablam, küçücükken evleniyor. büyük ablam, gerçek ve kendi kurguları arasında gidip geliyor. ara ara iyileşiyor, evde bir bayram havası...

    ve annesi uğraşmasın diye saçlarını kısacık kestirdiği o kız, bir gün mahalleye yeni taşınan bir çocukla tanışıyor. istanbul'a aslında istanbul'a çok ait olmayan geleceğini, aramaya, bulmaya gelmiş bu ailenin, biricik oğlu. ve galiba benim dışımdaki, saçları kısacık kesilmemiş diğer kızların da ilk aşkı oydu. hani biz kızlar severiz ya böyle, çok konuşmayan, sanki çok konuşmadığı için, bir derinliği olduğunu düşündüğümüz tipleri, işte öyle. o sustukça, delilik derecemiz yükseliyor. ben yine kendimi en şanslıları buluyorum. arada sırada benimle konuşuyor. ne söylediğini dinlemiyorum bile. kimsenin açmayı beceremeyeceği bir kilidi açmış gibi böbürleniyorum. tabi diğerleri, saçları uzun kızlar, beni parçalara ayırmak istiyorlar:) çok keyifliyim, daha ilkokula gidiyorum, saçlarım kısacık.

    gel zaman, git zaman, büyüyoruz. büyüdükçe uzaklaşıyoruz, aslında "büyüdükçe yakınlaşacağız" hayalleri ile hem de. en kararlı ben çıkıyorum. herkes vazgeçiyor, ben hariç. biliyorum, umuyorum, bir gün diyorum, bir gün anlayacak... anlıyor...

    aramıza yollar, şehirler giriyor, bekliyorum. hiç vazgeçmiyorum, hep umut ediyorum. annesinin uğraşmamak için saçlarını kısacık kestirdiği kız, çocukken savura savura dolaşamadığı günlere inat, beline kadar uzatıyor saçlarını, savura savura dolaşıyor artık.

    sonra... sonrası yok.

    ne zaman aşık olsa, saçları kısacık kesilmiş kız çocuğuna dönüyor, vazgeçmiyor, umudediyor...

    rüya görmüyor nicedir. rüya gördüğü zamanlarda, onu görüyor. teşekkür ediyor... kendini keşfinde, ona kılavuzluk ettiği için...

    kılavuzudur ilk aşk kadının, erkeğin, insanın...
406 entry daha
hesabın var mı? giriş yap