23 entry daha
  • dağlar delisi..
    98'te yazdığı bir yazı.. nesli tükendi sanılan anadolu leoparı ve yeşil dolarlar hakkında..

    "önemsiz şeyler;
    biiiip biiiiiiiiiiiiiiiiiip kaptanınız konuşuyor.
    nesli tükendiği sanılan anadolu leoparını dört yıl
    süren çalışma sonunda görüntülemeyi başardık ve 3
    mayıs cumartesi günü conrat ötelde cıc (uluslar arası av ve yaban hayatı koruma konseyi )
    toplantısında tüm dünyadan katılan ilgilileri ile paylaştık.
    böylece bu güne kadar sadece postu ve ölüsü görüntülenebilen
    bir efsane yaşadığı ortamda;üstelik nesli tükendiği
    sanılırken yeniden aramıza dönmüş oldu.bundan önce parsı aradığını gördüğünü söyleyenlerden fazla olarak onun yıldırım hızı ile bir ağaca tırmanışını ve ormana dalışını saniyelerle de olsa kazara çekmeyi başardık ve bu dört yıllık kovalamaca dokuz dakikalık bir filim olabildi ve yaklaşık üçsüz delege nefesini tutarak izledi. türkiye delegasyonundan ömer bornovalının sunumunu yaptığı proje büyük destek ve alkış aldı; bu ülkede artık turfanda hıyar yerine bile konmasala dünyadan katılımların ilgisi bizi yüreklendirdi . kendi kendimize aklımızı peynir ekmekle yememişiz demekti diyecek cesareti bulduk. sunumdan sonra dışarıda çevremize toplananlardan birileri bu projede olmak istediklerini belirterek hemen oracıkta bir işbirliği ile hayvana dart yaptırılarak bir kaç yüz bin doları cebimize indirmek istediler
    dart nedir: dünyada nesli tükendiği sanılan
    hayvanlar bulunduğunda yine dünyadan nesli
    tükenmemiş başka bir hayvan tarafından avlanmak
    istenir; ancak bu av biraz farklıdır, hayvan özel
    yetiştirilmiş köpekler tarafından takip ettirilerek
    bir alanda kıstırılır ve avlayacak hayvan tüfeğine
    gerçek mermi değil uyuşturucu iyne koyarak hayvana
    ateş eder; hayvan bayılır öbür hayvan gelir ayağını
    üstüne koyar fotoğraflar çekilir tatmin olunur ve
    hayvana bir radyo vericisi takılarak doğaya salınır.
    sonra bu hayvanın bir buçuk yıl boyunca verici
    boynunda dolaşır, böylece nesli tükenme aşamasındaki
    bu hayvanın yaşama alanı av sahasındaki davranışları
    kayıt altına alınır, ayrıca bu süre içinde kan
    örneği alma sevme okşama gibi duygularını tatmin
    etmek isteyen diğer hayvanlar uydudan hayvanı
    zorlanmadan bulup belli sayıda dart yaparak mutlu
    olurlar, tabii her dart’ı başka bir avcı yaparak
    bilimsel ekibe yardımcı olur ayrıca ekibe de ekonomik
    olarak destek olmuş olurlar.
    şimdi bizler namerde değil merde dahi muhtaç olmadan
    anadolu’nun görsel bir coğrafya envanterini
    hazırlamayı kafasına takmış geri zekalılar olarak ne
    yapalım, kıçımızda yamalı pantolonlarla dolaşırken
    elimize geçen yeşil, yeşil kağıtları bu uğurda
    harcamağa devamı edelim; yoksa bu ahlaksız teklifin
    cazibesine kapılıp tomar, tomar yeşillikleri müsait
    yerlerimize saklayarak yarınsız yaşadığımız bu
    ülkede yarınımızı garantiye’mi alalım karar
    veremiyoruz. şimdi konunun yeri değil ama lale’de bir zamanlar osmanlı çiçeği idi ama şimdi hollanda ile anılıyor; üstelik bizde safahatın simgesi olurken hollanda da ekonominin vazgeçilmezlerinden oldu. yahu bu ülkenin sahibi yokmu diye merak ederken etrafta gevrek, gevrek dolanıp sahibi oynayan bir sürü tip görüyorum hepside kendine göre vatan kurtaran şaban. attımı mangalda kül bırakmayan yarısı türkçe yarısı bilmemence konuşarak kendi akvaryumunda mastürbasyon yapan bu zevatlar işi çok iyi bilen ama yıllardır işe gitmeyenler ordusu gelir bana. peki gerçekten sahipsizmiyiz!...
    sanırım değiliz birileri bu geminin batmasını engelliyor ama kim onu anlamaya benim kültürüm yetmiyor. türkiye’de on bir yıl üstü okul okuyan insan sayısı her halde 0n beş milyondan fazladır ama bu ülkede toplam iki milyon gazete okunmaz, televizyon kanalları ise ortada. ne, ne ile tartılır vallahı anlamadım. rakamlara bakıyorum dudaklarım uçukluyor. adamların sadece dedikleri fiyatlar bile bizdeki en büyük üniversitelerin araştırmaya ayırdıkları paraların bin katı. tıpkı cocacola nın tanıtım bütçesi ile bizim dışişleri bakanlığımızın yada türizim bakanlığımızın bütçesi gibi biri bir ürünü öbürü bir ülkeyi temsil ediyor ama aradaki farkı yazmağa yine benim zeka düzeyim erişemiyor. türizim bakanlığı tanıtım bütçesi 68 milyon amerikan parası imiş peki x firmanın türkiye’deki reklam bütçelerini hiç merak ettiniz mi ben bir ara etme gafletinde bulundum 100 milyonun altında bütçeye rastlamadım. ancak bu bütçeler türkiye’de önemli şeylere aktarılıyor bizim gibi ne iduğu belirsiz önemsiz şeylerle uğraşan adamlara ancak nasihat almak düşüyor çünkü bizler merakı yüksek birey bilgili toplumunun temeli olduğunu iddia ediyoruz. merakı yüksek birey de birilerinin işine gelmiyor demekti. bu ay konular ve konuklarla ilgili bir şey yazmayacağım nasıl olsa okumuyorsunuz. hiç bir duyuru yapmadığımız halde bu sayfaları ayda bizimle paylaşan altı bin kişinin üstündeki insan ise zaten bizden sayılır; eh bizi de bize anlatmayalım o zaman. ama yazın be kardeşim yazın sizde yazınki azınlık haklarından yararlanabilelim...
    tabii bu arada yaptığımız önemsiz şeyler yalnızca anadolu
    leoparını bulmak değil bu arada batı karadeniz
    karstın da belki de insanlık tarihinde yeni bir sayfa
    açacak ilk insanlara ait olduğunu sandığımız
    opsididen ok uçları ve mağara resimleri falan bulduk
    ama ne önemi olacak ki ...
    birde galiba kült törenleri ile gömülmüş şimdi
    kalker tarafından kaplanmış iskeletler falan var ama
    bunlarda önemli değil, çünkü kalker fosil bir
    galeride bir santim büyümesi bazen birkaç yüz bin
    sene sürebilirmiş...
    bunları niye yazdım!
    can sıkıntısı işte. donmuş göllerden sonra
    tükettiğimiz bütçemiz geçen zaman ve aynı zamanı
    yakalama peyrodumuzun on bir ayda bir olduğunu
    bilmek biraz aklımı karıştırmış olmalı...
    kızıl ırmağı çalışmak için gereken parayı toplamak
    için ne yapayım diye düşünürken bunlar aklıma geldi
    işte, acaba bizim leopara değilde bana dart yaparak
    o parayı verecek kimse varımıdır diye düşündüm...
    bende nesli tükenmiş hayvan sayılırım üstelik
    arazide de ondan geri olmadığım söylenir. bu en son
    aklıma gelen ne yapayım başka bir yol bulamazsam bir
    mayıs ayı için on bir ay daha beklemek zorunda
    kalacağım..
    o zamana kadar da kim öle kim kala.... "
    cemal gülas 1998
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap