3 entry daha
  • balyoz davasindaki yargilamasiyla ilgili olarak avrupa insan haklari mahkemesi'ne basvurmus olan kisi. mahkemenin kararina göre (judgment degil, decision), 23 subat 2010 tarihinde balyoz davasi kapsaminda gozaltina alinmis ve ertesi gun tutuklanmis kendisi. 31 mart 2010 tarihinde istanbul 9. agir ceza mahkemesi tarafindan serbest birakilmis. savci iddianamesini 6 temmuz 2010 tarihinde hazirlamis. golcuk donanma komutanliginda bulunan belgeler sonrasi, 11 subat 2011 tarihinde bir kere daha tutuklanmis. bu tarihten, eski ceza kanununun 147. maddesi uyarinca 18 yil hapis cezasina carptirildigi 21 eylul 2012 tarihine kadar da tutuklu olarak yargilamasi devam etmis.

    basvurucunun sikayetlerine gore aihm'nin yaptigi degerlendirmeye gelelim; basvurucu çakmak ozgurlugunden yoksun birakilmasini gerektirecek makul suphelerin bulunmadigini ve ozgurlukten alikonma isleminin ic hukuktaki kurallari cigneyerek yapildigini ileri surmus mahkeme onunde. mahkeme ise basvurucunun bir darbe hazirligi yaptigi iddia edilen bir orgute uye olmaktan dolayi tutuklandigini ve buna dayanak olarak da dosyada bir cok dokuman oldugunu belirtmis. bu dokumanlarin sahte oldugu yonunde de sahte olmadigi yonunde de bilirkisi raporlari oldugunu soyleyen mahkeme, burada belgelerin sahte olup olmadigini arastirmak icin daha iyi konumlandirilmis olan makamin yerel mahkemeler oldugunu belirtmis. her akli basinda kisinin de tahmin edebilecegi uzere mahkeme bu belgeler sahtedir veya degildir dememis. bu iddiayi acikliga kavusturacak olanin oncelikle turkiye'deki yargi mercileri oldugunu soylemistir. mevcut durumda dosyaya bakan objektif bir gozlemcinin, çakmak'in bir suç isledigine iliskin makul bir suphe gelistirebilecegini soylemis ve basvurucunun bu iddiasini temelden yoksun bularak reddetmistir. (burada hatirlatilmasinda yarar olan bir nokta var; aihm ictihadina gore makul suphenin bulunmasi icin ortada mahkumiyete yol acacak veya dava acilmasina sebep olacak kadar agir bir suphe bulunmasi gerekmiyor. yani dusuk bir kriterden bahsediyoruz.)

    basvurucunun 1 yil 8 ay suren tutukluluk suresinin cok uzun oldugu sikayeti hakkinda ise aihm, çetin dogan kararinda oldugu gibi, bu iddiayi temelden yoksun bularak reddetmistir. mahkeme halihazirda 3 yil surmus olan ceza davasinin suresinin cok uzun oldugu iddiasini da, ulusal yargi makamlarinin davayi geciktirecek bir seye sebep olmadiklarini nazara alarak, reddetmistir.

    cem aziz çakmak ayrica tarafsiz ve bagimsiz bir mahkeme tarafindan yargilanmadigi, kendisini savunmasi icin gerekli zaman ve kolayliklara sahip olmadigi, suçu hakkinda kendisine en kisa zamanda bilgi verilmedigi gibi iddialar atmistir ortaya. aihm ise adil yargilanma hakkina iliskin bu iddialari yargilama halihazirda devam ettigi icin ic hukuk yollari tuketilmedi diyerek kabul edilemez bulmustur. basvurucu bunun disinda masumiyet karinesinin de ihlal edildigini soylemisse de aihm bu konuda cem aziz çakmak'in hicbir delil baslangici ortaya koymadigini, iddiasini aciklayamadigini soyleyerek bu iddiayi da reddetmistir.

    strazburg yargiclari basvurucunun sadece tutukluluk kararina karsi etkili bir basvuru yoluna sahip olmadigi iddiasini hukumete bildirmis ve onun bu konudaki goruslerini istemistir.

    karari gormek isteyenleri soyle alalim; http://hudoc.echr.coe.int/…search.aspx?i=001-117478
67 entry daha
hesabın var mı? giriş yap