173 entry daha
  • kitabını on kere falan okuduğum, dizisini takip ettiğim en güzel bir şey. en sevdiğim kısımlarından birini şöyle aktarayım

    s:- babam izin verdi bi kere!

    a:- herif zilzurnaydı be... ne dediğini anlamamıştır. tüyap filan... kim bilir ne sandı.

    s:- ben anlamam... "babacım kitap fuarına gidip birkaç kitap alayım mı" dedim, kafasını öne eğerek onayladı. "hüyp" dedi...

    a:- "kafasını öne eğdi" dediğin; baban yoğurt tabağına düşüp sızdı bi kere. ayrıca yıllardır babanı rakı sofralarından toplayıp yatağına taşımış bir kadın olarak diyebilirim ki, çıkardığı "hüyp" sesi sesi "hayır" demek. o haldeyken söylediği sözleri en iyi ben yorumlarım. mesela; "hanmbikahbzubeaa" derse bu "hanım bi sade kahve yapsana" demek... "biycammımımımı" şeklinde mırıldanırsa "pijamamı giydir" demek... "raggıynerezakmınnavradına" diye haykırdığında ise "rakıyı nereye sakladınız lan, daha içicam" demek.

    s:- peki anne! ben anlaşılır ve net sözcüklerle söylüyorum; kitap fuarına gidicem, işte o kadar!

    a:- iyi! dönüşte kelime-i şahadet getir. baban seni sağ komaz. istersen minibüsten bi durak önce in, harakiri yap. ev kana bulanmasın.

    s:- ay anne, şiddetin ne hoş, ne güzel dehşetin. kendimi yuvamda, sıcacık bir mezbahada gibi hissettim. altı üstü bir fuara gideceğiz dedik, derhal ortalık kan ve barut koktu. anlaşıldı, sağ kalabilmek için kitap fuarından sonra, silah fuarına ve bekaa vadisi'ne uğramam gerekiyo.

    a:- gerekmiyo aslında, manyaklaşmazsan uzun yaşarsın. şurda sıcacık sobanın başında otur işte. boş zamanlarını değerlendirmek için ille de kitap okuman mı gerekiyo? zaten bizim ev hobi fuarı gibi. çiçekler, kuşlar, akvaryum, kedi... onlarla vakit geçir.

    s:- çiçekmiş! geberik bir menekşe. geçen gün bi tane açıcak oldu, babam saksıda, izmarit ezerken paraladı. bu sevgisiz evde çiçek mi büyür be! bütün hayvanat stres içinde. balık doğurduğunu yiyo, kuşun bir kere "cik" dediğini duymadım, kedinin de adetleri düzensiz.

    a:- çiçeğe çubuk gübre koydum, kedi yaşlı zaten, kuşu da değiştiricez.

    s:- kuşu değiştireceklermiş... şu sevgisizliğe bak. zavallı hayvan. mobilya mı kız bu? koltukların yüzünü, duvarkağdını filan mı değiştiriyorsun? önce şunu anla, o bir organizma, o kuşun bile bir kimliği var anne!

    a:- senin de bir kimliğin var. baba adı hanesinde eşşek kadar zekeriya yazıyo. hatırlatırım! bu mevzu kapanmıştır sıdıka , kuşa yem ver!

    ...*....

    a:- sıdıkaağ! sıdıkaa! kuş nerde kız, naaptın?

    s:- abim yemiştir.

    a:- doğru cevap ver, kafesinde yok hayvan.

    s:- ay ne bağrıyosun anne, kuş eskidiydi zaten, değiştircez diyodunuz. belki babam götürmüştür, yerine sıfır kuş alacaktır. ya da ne bilim, istavritle filan takas edicektir.

    a:- naaptın kız kuşa!?

    s:- kuşu bozup yastık yaptım. çeyizime. kuş tüyü kırlent.

    a:- dalga geçme! akşama baban gelir, seni o kafese sokup duvara asar görürsün.

    s:- tamam. biz kuşla ööle anlaştık zaten. onu azad ettim. pır dedi gitti. şimdi kitap fuarındadır. belki ordan bir tiyatroya gider, oturur arkadaşlarıyla kahve içer, konuşur... şimdiye belki insan bile olmuştur.

    ...*...

    zekeriya:- teytö! mmmmınazastaravradını heytk! zımbalinsstimini... rrrosb!

    a:- baban diyo ki; kuşu niye saldın? kitap fuarında bok mu var? yediğin dayak yetmedi mi?

    z:- piycammımı..

    a:- baban pijamasını istiyor.

    sıdıka - öpücük balığı - fabrıga kitabından alıntıdır
277 entry daha
hesabın var mı? giriş yap