271 entry daha
  • yüksek ihtimalle sinema tarihinin en korkutucu filmi olan psikolojik gerilim türündeki kubrick şaheseri.

    helikopterden çekilmiş muhteşem görüntülerle açılır ve sinematografi konusundaki bu üstünlüğünü tüm film boyunca sürdürür. özellikle steadicam'in çığır açacak güzellikte ve efektiflikte kullanıldığı sahneler muhteşemdir. oldukça karmaşık bir öyküyü ve durumu anlattığı gibi içindeki yüksek derecedeki sembolizm sayesinde pek çok farklı yoruma açık bir filmdir.

    --- spoiler ---

    yorumlardan bir tanesi, filmin kızılderili soykırımına yapılan bir gönderme olduğudur. bu yorum kanımca oldukça isabetli ve mantıklı bir açıklamadır. zira filmin başlarında ullman, otelin inşaatının eski bir kızılderili mezarlığı üzerine yapıldığını ve bu sebeple inşaat sırasında "birkaç kızılderili saldırısını savuşturmak zorunda kalındığını" söyler. bu alegori otel içerisindeki dekorlar ve motifler ile de desteklenmektedir. dikkat edilirse otelin halıları, duvarları, kapıları, aksesuarları üzerinde büyük bir kızılderili etkisi görecektir. kızılderili desenleri ve motifleri yaygınca kullanılmıştır. jack, barmen lloyd ile konuştuğu bir sahnede yıllar yılı avrupa koloniciliğini ve emperyalizmini haklı göstermek ve aklamak için kullanılan "white man's burden" kavramına atıfta bulunur. jack'in sonradan konuşacağı garson grady de açıkça görüldüğü üzere ırkçı bir kişidir. bu yorumu destekleyen son öge ise filmin o meşhur son uzun tracking shot'ında gözüken 1921 tarihli 4 temmuz balosu'nda çekilmiş fotoğraftır. burada da otelin isminin ingilizce'deki kelime anlamı ve amerika birleşik devletleri'nin kuruluşu üzerinden üstü kapalı bir gönderme bulunur. kimilerinin balolar ile kutladığı bu "bağımsızlık", esasen koca bir halkın kanı üzerine kurulmuş ve bu gerçek "overlook" edilmiş, yani görmezden gelinmiştir.

    film hakkında bu kadar çok şey yazdıktan sonra bir de kendi yorumumu eklemek isterim. filmin kızılderili kıyımına yaptığı gönderme yorumu oldukça sağlam ama bana kalırsa buna ek olarak film bir de dekadans temasını işliyor. filmin başlarında ullman oteli tanıtırken otelin en görkemli günlerinde sosyoekonomik açıdan en üst sınıfa mensup son derece zengin kişilerin gözde mekanı olduğunu, hatta birkaç tane amerikan başkanının bile bu oteli tercih ettiğini söyler. zaten altın odalardaki balolar ve otelin olanca ihtişamı da tam bu tarz kişilerin zevklerini yansıtmaktadır. filmin sonlarına yaklaşıldığında ise wendy'nin odalardan birinde hayvan kostümü girmiş bir kişinin, smokin giymiş bir diğer kişiye oral seks yapışına şahit oluşunu görürüz. bana kalırsa burda işlenen dekadans ve sınıfsal yozlaşmışlık temaları, ana açıklama olan kızılderili kıyımı ve ırkçılığın yan dallarıdır. zira o kıyımı yapanlar overlook'u inşa eden işadamları, otelde konaklayan cemiyet mensupları, amerikan başkanları, vs. gibi kişilerden oluşmaktadır.

    --- spoiler ---

    bence kubrick'in en sofistike filmlerinden biridir. zira gerçeklik ve olağan temalar üzerinden değil, insan vücudundaki en sofistike ve derin organ olan beyin üzerinden yürüyen ve büyüklüğünü zihnin uçsuz bucaksız kudretinden alan bir filmdir. seyirciye her şeyi apaçık ve doğrudan gösterip saçma sapan korku klişeleriyle korkutmaya çalışmaktansa, bazı şeyleri göstermeyi fakat bazılarını ise bilinçaltının eşsiz hayalgücüne bırakmayı tercih eder. tıpkı alfred hitchcock'ın psycho'da yaptığı gibi.

    edit: yazmayı unutmuşum. sayısız foreshadowing ögesinin, aynalardaki yansımalar kullanılarak elde edilen hayal(et) vs. gerçek karşılaştırmasının ve yaylı çalgıların ön planda olduğu insanı inanılmaz geren bir müzik seçiminin kullanıldığı filmdir aynı zamanda.
497 entry daha
hesabın var mı? giriş yap