21 entry daha
  • gözümün içine baka baka, bana tokat attı nabokov. bir an afalladım, sonra kitabın adını getirdim hemen aklıma, "cinnet" geçiriyor dedim, hepsi bu. o yüzden eğleniyor benimle, o yüzden dalga geçiyor böyle... peki ama, onun çizdiği yoldan koşulsuz şartsız ilerleyen, kurduğu cümlelerin peşine takılan, aynalara küsen, planının mükemmelliğine bu kadar inanan, ben (sevgili okuyucu) ne geçiriyordum o zaman?

    ne diyebilirim ki? o sarı direği gördüğüme yemin bile edebilecekken, ona şahitlik etmeye bu kadar hazırken, benimle oyun oynayıp, aynaların önüne atan, nabokov'a selam olsun.

    "gülümsüyorsun öyle mi, mülayim okuyucum? elbette, neden gülümsemeyecek mişsin? güzel bir yaz günü ve sakin doğa; iyi huylu, sersem bir sanatçı ve yol kenarında bir işaret direği... o sarı direk..."

    "...tek bir gerçek insan yüzünü yansıtma fırsatı bulsa aynanın hemen oracıkta çatlayacağı kesindi."

    çat!

    peki, siz de bir ses duydunuz mu?
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap