40 entry daha
  • enfes bir film. geçmişte taxi driver, american gigolo, raging bull, last temptation of christ gibi filmler kaleme alan paul schrader'ın yazıp yönettiği aile draması. aslında aile draması demek zor bu filme. zira film başlangıcından sonuna kadar tek bir karakteri önemsiyor. babasından sürekli dayak yiyen, oldukça duygusal olan, kızıyla ilişkisini ve hayatını düzeltmeye çalışan wade'in bunu beceremeyip dibe vuruşu anlatılıyor. babası gibi olmak istemeyen ama film ilerledikçe sinirlerine hakim olamayıp öfke krizleri yaşamaya başlayan, hayal gücü fazla çalışan, olmadık şeylerin peşinden koşturan, en nihayetinde de babasına benzeyen, onun gibi kötü birisi olan ama onun gücüne ulaşamayıp dibi bulan wade... etkileyici bir karakter, etkileyici bir film. wade'e can veren nick nolte filmin yıldızı olmuş, kariyerinin en iyi performansına imzasını atmış. dört dörtlük bir performans. ama akademi öyle düşünmüyor olacak ki ödülü roberto benigni'ye teslim etmişti. halbuki bence nolte daha çok hak ediyor. neyse ki en azından james coburn'ün hakkını vermiş kahrolası akademi. ayyaş, dayakçı, içinde tek bir iyilik barındırmayan baba rolünde coburn bir hayli iyiydi. ne yazık ki filmin dördüncü ismi willem dafoe'yu sadece beş-on dakika görüyoruz.

    film, wade'in çöküşünü başarıyla anlatıyor. ama aynı zamanda sağlam bir polisiye hikayesine de sahip. avlanmak amacıyla ormanda dolaşan adamın ölümünün kaza mı, cinayet mi, wade'in arkadaşı jake'in bu işte parmağının olup olmadığını finale kadar öğrenemiyoruz doğal olarak. bu polisiye öykü de başarıyla işleniyor filmde. filmi daha da sürükleyici hale getiriyor. neticede son derece başarılı bir film.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap