• -1980 1990 arası dışında hep adana'da yaşadım, severim adana'yı, memnunum. çok iş değiştirdim, en uzun süreni otel çalışanı olmaktı. üç yıldır emekliyim. okurum, yürürüm, bisiklete binerim, politika yaparım, müzik dinlerim, festival zamanları tiyatro ve sinemaya doyarım.

    -20 yıldır vejetaryenim. insanların diğer türler üzerindeki egemenliği çok açık, çok çirkin ve acıtıcı bir gerçek. eşitliği ve özgürlüğü sadece insanlar için savunmak da çok tuhaf.

    -adanalılar çok et yiyorlar. nedenini bilmiyorum. sabahları kahvaltı yapmak yerine ciğer kebap yiyenler var. akşam olup, dükkanlara kapanınca kaldırımlara seyyar tezgahlar kuruluyor ve büyük tencerelerde kaynatılan, adına ''şırdan'' denen, hayvanların bir iç organından yapılan yiyecek satılıyor. etrafa, dayanması zor, ağır bir koku yayılıyor.

    -adana'da vejetaryen olmanın başka şehirlere göre daha zor olduğunu tahmin ediyorum. vejetaryen lokantası olduğunu hiç duymadım mesela, olsa bilirdim. etsiz yemek yapan lokanta azdır. yolda rahat yürüyemezsiniz çünkü adım başı kebapçı dükkanı var ve döner tezgahının yarım metre yakınından geçmek zorundasınızdır yani.

    -burada vejetaryen olduğuma zor inandıkları gibi, bir zavallıya bakar gibi bakanlar, durumuma üzülenler, ne çeşit bir hastalığım olduğunu anlamaya çalışanlar da oluyor. yemeğe gidiyoruz mesela. gelen garsona vejetaryen olduğumu, et yemediğimi söylediğimde şu cevapla çok karşılaşıyorum: ''tamam, tavuk veya balık yaptırayım size!'' balık ve tavuk hayvandan sayılmıyor yani.

    -adana'da vejetaryen olmasam daha rahat edeceğim kesin.

    (yaşar gökoğlu)
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap