8 entry daha
  • (bkz: akp'lilere açık mektup)

    şeklinde bir versiyonunu da yazman gerekiyor derim ha yazmazsan " fikir " sahibi yazar kardeş sana bu konuda el vermem. hakkaniyetli ve samimi bir yazı veya fikir öne sürdüm diyorsan bu açıdan da bakmalısın.

    görünmez emeğin `:sizin otomatikman yapıldığını sandığınız ama normalde biri o işi sürekli yaptığını göz ardı etmeniz. çöpçüler gibi` temsilcisi bu ülkede dışlanıyor bu ne akpli ne bdpli ne de başka bir partili. sadece bir zümreye bağlamak sağlıklı değildir. görünmez emeğinin sahibi yeri geldiğinde diğer görünmez emeğin sahibini diğerlerininden senin bahsettiğin kesimden çok daha kral bir şekilde eziyor.

    ha bak eziyor deyince nereye geldik. 2001 yılında ak partinin kurulma aşaması bu değilmiydi. 28 şubat dönemi ezilen ve milli görüş gömleğini çıkarıp demokrat olan bir yeni parti vizyonu ve misyonuyla girdi. koalisyon sonrası dönemde çok iyi bir oy alarak da seçildi ve şimdi ki duruma bak ve elinini vicdanına koy güzel kardeşim. bu yazıyı yaabilen insan eminim ki bu kıyası da yapar. şöyle ki, 28 şubatı askerden gördük dedi ve arakasından balyoz ve ergenekon davaları başladı 5 yıl sürdü neredeyse ve ne sağlam kanıtlar vardı nede sağlam bir tanık insanlar tutuklu olarak kaldı. 28 şubatta genel kurmay başkanı refah partisine nasıl meydan okurdu!!!. okursa onun makamında bulunan kişi de terörist yaftasıyla içeri tıkılırdı.
    biz acı çektik biz yerlerde sürüldük şimdi yerlerde sürüme sırası bizdeydi dendi.

    koalisyon döneminde hemen seçim ardından, (bkz: merve kavakçı) durumu yaşandı. tüm aklı selim insanlar hem fikirdir ki içler acısı bir olaydı. ama bu da hanelere bir acı ve eziklik olarak yazıldı. bu ülkedeki kadınların baş örütüsü erkeklerin diline pelesenk oldu. hatta anayasayı değiştirip bu baş örtüsünün resimli halde anayasaya koymayı bile gündeme getirdiler. (bkz: bülent ecevit) meclis kürsüsünde o şekilde konuşması ve akabinde merve kavakçının meclisi terk etmesi ve vatandaşlıktan çıkarılması bir başka eziklik ve kırgınlığı yarattı. o günlerden günümüze geldiğimiz zaman bu kırgınlığı telafisi kendi gibi olmayan insanları kırmakta bulundu. bakan dekolteye taktı atv sunucuyu kovdu (bkz: gözde kansu) . yine bir iç soğutma " çivi çiviyi söker" mekanizması devreye girdi. bu sadece bir örnektir.

    özgürlük dendikçe vesayetten kurtulmak dendikçe bu ülke kendini başka vesayetler altında buldu. emin ol değişen sistem olmadı. asker gitti tek sivil vesayeti geldi. ak parti tarafından bunlar bir bir sunuldukça yansıması da hep alındı bu halktan. işte işin bam teli tam burasıydı. muhakak ki hepimiz farklıyız farklı düşünür farklı yaşarız. bu farklılıklar bizi tümler ve bütün yapar. hani " bir olacaz iri olacaz diri olacaz" sözü var ya recep tayyip erdoğanın işte temeli bu. farklılıklara hoşgörüden yana geldi.

    şimdi tekrar elini bir daha vicdanına koy ve gezi olayları zamanına gidelim. mayıs aylarının son haftasında bir grubun kendini ifade ediş tarzı anayasal haklarını herhangi bir vandallık içermeden gösterişleri senin de hafızalarında yer ediyordur. sence bu protesto orada kalmaz mıydı ? neden daha sonrasında daha arttı ve tüm ülkede yayılmaya başladı. bu insanlar çok mu kudurmuştu bu insanların canlarından vazgeçecek kadar bilinçsizler miydi ? yoksa bunların temelinde yatan bir farklılaştırma durumu mu vardı. tekrar bir o dönemdeki başbakanın sözlerine bakalım hadi. " oraya topçu kışlasını yapacağımm!!" " orayı yarın boşaltın yoksa biz nasıl boşaltacağımızı biliriz" benim polisim orada bugün destan yazmıştır". bu başlık altındaki yazıyı yazan kişi bu mantığı da götürebilecektir. sence farklılaştıran kim ve hangi üslup ? geziye gidenler vs zor tutulan %50. gezi olaylarını dindirmek ve şu anda hayatta olmayan kişilerin hayatta olmasını sağlam kullanılacak güzel bir üslupta gizliydi. sence bu neden tercih edilmedi ? bu tercih yapılmadı ve sonrasında sen bu yazıyı yazdın çünkü bakış açılarından rahatsız oldun. burada sorun chplilerin aşağılar bakışı değil. habil ve kabil durumu. sizi o konuma getiren "ben böyle bir adamım ve bana destek verenler de muhakkak ki benim gibiler" imajıdır. burada karşı tarafı suçlamak emin ol işin çok kolayı. etki- tepki durumu söz konusu.

    daha yeni seçimler zamanı ak parti genel başkanı çıkıp da " sakın haaaa!! oy pusulasının üzerine esma yazmayın hiç bir şey yazmayın!! " demesi zımni bir hakaret değil midir tüm oy verenlere karşı. bunu bir kısım " haaa!! evet!!" derken bir kısımda " adam bize salak diyor" şeklinde değerlendirmesi mi tuhaf ki acaba.

    kıssadan hisse ak parti üzerinden anlattım sana durumu ama ak partinin yaptığı ve uyguladı her politika kendi seçmeni üzerinden sorgusuz sualsiz kabul gördü bu yüzden bu yukarıda yazanların hepsini ak partililer içinde düşünebilirsin. bir kesimi bir kesime hakir gösteren bir topluluk değil bir kişidir. o kişi de kim sen biliyorsun güzel kardeşim.

    edit :imla
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap