7 entry daha
  • baştan söylüyorum; yapacağım teşbihi sikeyim.

    farklı zaman içerisinde üç büyükler'e taraftar olmak gibi bir şeydir. yani insan düşünüyor şimdi bir gs'nin bir bjk'den farkı nedir diye. sonuçta hepsi 11 kişiyle sahaya çıkıyor. hepsi aynı sahada oynuyor, aynı kramponları hatta aynı futbol topunu kullanıyorlar. futbolun içinde bulunan kurallar hepsi için geçerli.

    tıpkı dinler gibi, takım tutmak da aileden gelen bir gelenektir. babadan oğula geçer genelde futbol sevdası. yani işte bir şekilde farklı bir takımı tutunca da babanızın gözünde "atayizst" oluyorsunuz.

    ancak işin içine indiğiniz zaman görüyorsunuz farklılıkları. kimi rengine bağlı kimi ruhuna kimi oynadığı futbola kimiyse sadece güçlü olduğu için.

    fakat su götürmez bir gerçek vardır ki her iki taraftar da(dinler ve futbol) kendisinin en doğrusu olduğunu iddia eder.

    siz de bu noktada düşünmeye başlarsınız, amaç sadece bir bağlılıktan ibaretse neden bu kadar ayrılık var diye. mesela futbolda biri öbürünü şikeyle suçlar, o diğerini bukalemunlukla, beriki hepsini ikiyüzlülükle suçlar vs vs.

    özüne indiğinizde dinlerin de amacının aynı olduğunu ama insanların ihtiyaçlarının farklı olduğunu ve çeşitliliğin sebebinin de bu olduğunu anlarsınız.

    aslında illa bir "taraf" tutmak zorunda değilsiniz de, dedik ya babadan oğula geçen bir emanettir diye... biraz ondan kaynaklanıyor bu "taraftarlık" meselesi.
30 entry daha
hesabın var mı? giriş yap