147 entry daha
  • verilen örneklere bakarsanız "ince roman" kavramı bayağı göreceli. yani, gogol'ün yaklaşık 400 sayfalık ölü canlar'ı yazan da var, 60 küsür sayfalık hayvan çiftliğini de. ben ise belli bir üst limit koymayı tercih ettim: 150 sayfa. bunun nedeni ise ortalama 3 ya da 3 buçuk saatlik tek okuyuşta bitirebilecek romanlar olmaları.

    not: kitaplar yazılış yıllarına göre sıralanmıştır. ayrıca türkçe'de bilinen adlarının kullanılması tercih edilmiştir.

    1- yeraltından notlar-1864 : dostoyevski'nin değeri sürekli artan bu romanı, psikolojik çözümlemelerinin derinliği açısından en iyi romanıdır bence. özellikle romanın ilk yarısındaki monolog, 20. yüzyıldaki modernist yazarları (kafka, joyce, proust, woolf) ve varoluşçu yazarları (camus, sartre) diğer tüm romanlarından daha çok etkilemiştir. romanın serbest uyarlaması olan zeki demirkubuz filmi yeraltı da kanımca başarılıdır.

    2- karanlığın yüreği -1902 : polonya asıllı ingiliz yazar joseph conrad'ın bu kısa başyapıtı, roman türünün gelişimi açısından oldukça önemli bir yerdedir. bilinçakışı tekniğinin ilk ve en başarılı uygulanan yapıtlardandır. bunun yanında simgeselliği ve paralel kurgusu ile de sıradışıdır. romanın serbest uyarlaması olan francis ford coppola filmi apocalypse now başarısı ile neredeyse romanı bile gölgelemiştir diyebiliriz.

    3-venedikte ölüm -1912 : uzun romanlarıyla meşhur thomas mann'ın en kısa başyapıtı. roman boyunca sanat, aşk, ölüm, eşcinsellik, yaşlılık, gençlik gibi önemli kavramlar okurun zihnine kazınıyor. gerçi, diğer kısa romanlara nazaran okunması biraz zordur. ancak yine de büyük bir keyifle okunacağı aşikar. romanın luchino visconti tarafından yapılan sinema uyarlaması ise, en az kendisi kadar başarılıdır.

    4- dönüşüm -1915 : nicikimden anlaşılacağı üzere favori yazarlarımdan biridir kafka. bu roman ise, onun kafkaesk romanlarının en net, en tam ifadesi. öylesine önemli bir romandır ki, gabriel garcia marquez, dönüşüm romanını okuduktan sonra edebiyata atılmaya karar verdiğini söylemişti. peki dönüşüm olmasaydı, camus'nün yabancı ve dolayısıyla yusuf atılgan'ın aylak adam romanları yazılabilir miydi? şüphelerim var. evet, bu yargı size abartı gelebilir. ancak madame bovary olmasaydı, tolstoy'un anna karenina ve türk versiyonu halit ziya'nın aşk-ı memnu romanları da yazılabilir miydi? neticede ,edebiyatta etkileşim olmadan özgünlük yakalanmıyor. dolayısıyla sadece okurları değil, en nitelikli okur olan yazarları da derinden etkileyen bir romandır.

    5- fareler ve insanlar- 1937: ülkemizde, mükemmelliğinden ziyade geçtiğimiz yıllardaki absürd sansürle gündeme gelen bu steinbeck romanı, bence dostluğu en net ifade eden birkaç romandan biridir. yazılış biçimi bakımından (yazarın da hedeflediği gibi) bir tiyatro oyunu olarak da okunabilecek olan bir roman. nitekim tiyatro uyarlamaları da bolca yapıldı. sinema uyarlaması ise, en az roman kadar dramatiktir. gerek kitabı, gerekse de filminin duygusal bünyeleri ağlatması olası.

    6- yabancı -1942 : listedeki tüm romanlar içerisinde belki de, dönüşüm ile birlikte, hakkı tam anlamıyla verilen iki romandan biri. kitabı okuyan hemen herkesin, öyle ya da böyle sevdiği ve etkilendiği bir yapıt. varoluşu, hayatın anlamsızlığını, yabancılaşmayı, hissizleşmeyi, duyarsızlaşmayı bu kadar net ifade eden başka bir roman yok. belki bir nebze kafka'nın dönüşüm'ü.

    7- hayvan çiftliği - 1945 : sembolik romanların başyapıtlarından. adeta 20 yüzyılın modern fabl'ı. siyasi romanların en acımasızı. bu sıfatlar elbette arttırılabilir. zira bu roman, george orwell'ın 1984'üne nispeten daha özgün romandır. nitekim, 1984'ün yevgeni zamyatin romanı biz'den ne kadar etkilendiği (orwell'ın ısrarlı reddine rağmen) edebiyat çevrelerince malum. ancak hayvan çiftliği benzersizdir.

    8- ihtiyar adam ve deniz -1952 : gazeteci kimliğini romanlarına fazlasıyla yansıttığından ve çalakalem yazdığından dolayı aslında ernest hemingway'in stilini pek beğenmem. ama bu romanında bambaşka bir üslup kullanmıştır.cesareti, tutkuyu oldukça yalın bir biçim ve biçemde dile getirmiştir. bir nevi moby dick'in özeti mahiyetinde.

    9- pedro paramo- 1955 : ülkemizde, bunca kısa roman içerisinde en az tanınanı, en az okunanı, hakkı en az verileni. ama aynı zamanda kanımca, modernist roman tekniklerinin en başarılı uygulananı. romanı okumak, teknik boyutundan dolayı yorucu ve zor gelebilir. okurların kafasında zaman, mekan ve karakter karmaşası yaratabilir. ancak roman bittiğinde, benzersiz bir deneyimi yeni baştan tekrarlamak istemeniz olası. yine, yeni, yeniden dile getireceğim: yaşayan yazarlarca tüm zamanların en iyi 100 edebi yapıtından biri seçilmesi, kitabın değeri hakkında fikir verebilir.detaylı bilgi ilgili entrylerimde görülebilir. (bkz: pedro paramo/@kafkaesque)

    10- kırmızı pazartesi -1981 : geçtiğimiz günlerde vefat eden "büyülü" romancı gabriel garcia marquez'in bence en önemli ikinci yapıtı. daha romanın ilk cümlelerinden sonunu alenen ifşa etmesine rağmen, bir roman nasıl olur da bu kadar sürükleyici olabiliyor? yanıtı, "modern roman" kavramında saklı. tıpkı yeraltından notlar gibi, bu romanın değerinin de yıllar geçtikçe katlanacağına inanıyorum.

    edit : part 2 - #47868942
    edit 2: part 3 - #52889540
2578 entry daha
hesabın var mı? giriş yap