7 entry daha
  • kendinden mi yoksa gerçeklerden mi?

    duvar gibi bir şey, sırtını yaslıyorsun ve kendini sağlama alıyorsun.

    başladığı an uzaklaşıyorsun, uzaklaştıkça daha iyi oluyor gibisin. daha iyi olduğunu düşündükçe daha çok düşünüyor ve daha çok düşündükçe gökyüzü gibi grileşiyorsun. renkler asla gökkuşağı olmamaya başlıyor. beyaz çoktan gitmiş gibi sanki. her şey flu ve mat. susuyorsun, konuşmuyor değil konuşmak istemiyorsun.

    yoruldun mu? boğuyor her şey, sıkıyor hem ruhunu hem de bedenini. sıktıkça nefessiz kalıyorsun. artık acıdan soluyorsun. yorulma kaçmaya devam. kalabalıkta nefes almak zorlaşıyor. çünkü seni düşünen yok.

    sana kaçarken imrenerek bakmıyorlar. çünkü kaçmanın imrenenilecek bir tarafı yok. tek sebebi ise onlar kaçamadı, yıllarca aynı noktaya bir çivi gibi çakılıp kaldılar. seni o noktadan kanırtanın ne olduğunu asla anlayamacaklar. anlatsan bile anlatamayacaksın. yani anlamayan onlar değil, sensin anlatamayan.

    bunu da anlayacaksın kaçtıkça. kaçmak anlamanın uzaklaşmak hali. sırayla, bir bir her şeyden ve herkesten. olabildiğince uzağa. kimsesiz değilsin. çünkü yıllardır kimsessizdin. yıllardır sessizdin.

    insan nasıl alışıyor sürekli kendi sesini duymaya. artık bütün seslere yabancı olduğunu fark ediyorsun. aşina olduğun tek ses içinden geliyor. içini dinle. için bambaşka cümleler kuruyor sana.

    gittin.

    belki aynılarını yaşayacaksın, belki daha kötülerini. belki de en kötüsünü.

    ya çakılıp kalırsan? bu daha da kötü. orada paslanacaksın ve eskiyen, çürüyüp giden bir çivi gibi unutulacaksın. hiç kimse hatırlamaz, bunu da unutma!

    ve hiç kimsenin gerçeği aynı değil. aynı olsaydı kaçışçılık diye bir şey olmazdı ve bunun sanatı.

    öyle ustalar var ki herkes imreniyor onlara. kaçtıktan yıllar sonra elde ettikleriyle.

    içindeki, kalbindeki, yüzündeki mutluluğa.

    kaçmak en büyük başarıdır.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap