• procrastinationin ikiz kardesidir bu, iki saniye once dogmustur. gene de illa abisi oldugunu iddia eder. haklidir.
  • kaçışçılık; kaçanın sizden kaçması değildir. sizinle beraberken olduğu ben/den kaçmaktır. bir nevi kendisinden kaçış.

    o, sizinle beraberken ben rolünü oynamak yerine olmamak daha mantıklı gelir ona. bu yüzden kaçar. bu kaçış mesafelere bağlı değildir. bir adım yakınken size, bin adım uzakta olabilir. ölçerek anlayamazsınız.

    eğer sizden bir kez kaçtıysa geri dönmez bir daha. asla getiremezsiniz kendinize.

    çünkü kaçarken her şeyi göze almıştır.

    sizsizliği ve bensizliği dahil bu göze almalara.
  • (bkz: escapism)

    günümüzde film ve dizilerin ve özellikle binge-watching denen olayın popüler olma sebepleri arkasındadır. mutsuz insanlar hayattaki mutsuzluklarından kaçıp kafayı dağıtabilmek için sürekli bir şeyler izlemeye bağımlı hale gelmiştir.
  • 'kaçış gardiyanların sorunudur' demiştir tolkien
  • çok afedersiniz ama en iyi mastürbasyon yaparak ortaya koyulan felsefe... inanıyorum ki (bakın "inanıyorum" dedim; "biliyorum" demedim) çoğu erkek ve belki de çoğu kız, çözemedikleri sorunlar artınca en iyi kaçışı kendi içlerine kapanarak bu şekilde çözüyorlardır.

    kendi adıma da bu konuda yorum yapmayacağım.
  • kendinden mi yoksa gerçeklerden mi?

    duvar gibi bir şey, sırtını yaslıyorsun ve kendini sağlama alıyorsun.

    başladığı an uzaklaşıyorsun, uzaklaştıkça daha iyi oluyor gibisin. daha iyi olduğunu düşündükçe daha çok düşünüyor ve daha çok düşündükçe gökyüzü gibi grileşiyorsun. renkler asla gökkuşağı olmamaya başlıyor. beyaz çoktan gitmiş gibi sanki. her şey flu ve mat. susuyorsun, konuşmuyor değil konuşmak istemiyorsun.

    yoruldun mu? boğuyor her şey, sıkıyor hem ruhunu hem de bedenini. sıktıkça nefessiz kalıyorsun. artık acıdan soluyorsun. yorulma kaçmaya devam. kalabalıkta nefes almak zorlaşıyor. çünkü seni düşünen yok.

    sana kaçarken imrenerek bakmıyorlar. çünkü kaçmanın imrenenilecek bir tarafı yok. tek sebebi ise onlar kaçamadı, yıllarca aynı noktaya bir çivi gibi çakılıp kaldılar. seni o noktadan kanırtanın ne olduğunu asla anlayamacaklar. anlatsan bile anlatamayacaksın. yani anlamayan onlar değil, sensin anlatamayan.

    bunu da anlayacaksın kaçtıkça. kaçmak anlamanın uzaklaşmak hali. sırayla, bir bir her şeyden ve herkesten. olabildiğince uzağa. kimsesiz değilsin. çünkü yıllardır kimsessizdin. yıllardır sessizdin.

    insan nasıl alışıyor sürekli kendi sesini duymaya. artık bütün seslere yabancı olduğunu fark ediyorsun. aşina olduğun tek ses içinden geliyor. içini dinle. için bambaşka cümleler kuruyor sana.

    gittin.

    belki aynılarını yaşayacaksın, belki daha kötülerini. belki de en kötüsünü.

    ya çakılıp kalırsan? bu daha da kötü. orada paslanacaksın ve eskiyen, çürüyüp giden bir çivi gibi unutulacaksın. hiç kimse hatırlamaz, bunu da unutma!

    ve hiç kimsenin gerçeği aynı değil. aynı olsaydı kaçışçılık diye bir şey olmazdı ve bunun sanatı.

    öyle ustalar var ki herkes imreniyor onlara. kaçtıktan yıllar sonra elde ettikleriyle.

    içindeki, kalbindeki, yüzündeki mutluluğa.

    kaçmak en büyük başarıdır.
  • hayattan kaçmak için kendini başka işlere verme, hayal kurma,hayalcilik.
  • kaçışçılık, gerçeklerden kaçma eğilimi, uyuyarak hayal kurarak, gerçekleri kabullenmeyerek, kendini kandırarak yapılır. sorunları çözme sürecini uzatır.

    (bkz: karen horney) (bkz: our inner conflicts)
  • eskapistlerin bağlı olduğu bir akım.
hesabın var mı? giriş yap