the philadelphia story
-
yazarın "oyunun kuralları" (bkz: la règle du jeu) filminden fazlaca etkilendiği fikrindeyim. belki de hepburn bu hususta belirleyici oldu
fransız aristokrasisinin abuklukları, saçmalıkları ve aşırılıkları abd elitine aktarılmış sanki. elbette fransız elitlerininki kadar absürd vaziyetler yok, hayli törpülenmiş. bunun yanında, ilginçtir, amcanın öz yeğenine alenen sarkıntılık yapması, taciz etmesi gibi oyunun kuralları'nda hiç görülmeyen enseste varan unsurlar var philadelphia hikayesinde
yine üç-beş aşıklısı arasında kalıp bir türlü hangisiyle yoluna devam edeceğine karar veremeyen zengin şımarık kız odağında gelişiyor hikaye. filmin sonundaki oldu bittiye getirilen abukluk da fransız esere hayli paralel
benzerliklere bakılırsa hepburn "bringing up baby"de oynadığı karakterini neredeyse birebir tekrarlamakta beis görmemiş
cary grant de 100 filminden 99unda aynen oynadığı janti esprili cool centilmen rolünde. stewart ise nazarımda tek kayda değer oyunculuğu sergilemiş.
zamanında starlarının boy gösterisiyle ekmek topladığını düşünüyorum. ahir zamanda izleyince pek keyif vermiyor
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap