43 entry daha
  • bugün izlediğim, konu ile ilgili gördüğüm en kanlı filmlerden. ailenin kız çocuklarının önünde annelerine tecavüz, kafa kesmeler ve benzeri sahnelere hazırlıklı olunmalı. kopukluktan dolayı bir noktadan sonra art arda liveleak videosu izler gibi hissediyorsunuz. bazi sahnelerde salonun hepsi gozlerini kapadi. bir kac kisi terk etti.

    filmi iki kısım olarak inceleyebiliriz, birinci kısım vahşet dolu soykırım videoları (kuvvetle muhtemel tüm dünyada sansürlenecek, direkt gore çünkü) ikinci kısım ise kaçış/takip. kaçış takip kısmı ortalama bir film kalitesinde olsa da soykırım kısmından çok ama çok kopuk, izlerken sanki bir buçuk saatlik youtube videosu izliyorum da arada soykırım kısımları "reklamlar" gibi geliyor. neredeyse 100%'ü yabancilardan oluşan binin üzerinde izleyici ve kritiklerin bu kopukluğa tepkisi "aman tanrım bakamıyorum"'dan "ne alaka" skalasında gerçekleşti. keza soykırım kısmı da art arda izlenen youtube videları akışında.

    oyunculuk konusunda da pek bir ışık göremedim açıkçası.

    birçok soru sorulmuş başlığının altında bir orhan pamuk gibi ödül alabilir mi diye. şimdiden söylüyorum, bu imkansız. daha iddialı bir söz söyleyeyim, jüri üyesinin yarısını ermeni milliyetçileri ile bile doldursanız ödül alma şansı yok. o devasa salon film sonunda inanılmaz bir hızla boşaldı ve genelde salonu inleten saygı alkışının yerine çok zorunlu yapılan, çok zayıf bir alkış vardı. film sonunda fikirlerini aldığım kritiklerin ve genel izleyicilerin yorumu da az çok bu şekildeydi.

    "bu filme 7-8 yılımı verdim" tarzı açıklamaları anlamak mümkün değil, "karakterin ruhlarında gezintiyi sevdim" gibi beynatlar film için çok aşırı kalıyor. ciddi bir derinliği olmayan, şu oldu bu oldu şeklinde bir film hakkında ciddi bir araştırma yapıldığını kimse iddia edemez bana. sahneler, art arda sıralanmış "soykırım yapan kötü adam ve mağdur iyi adam" çizgisinden öteye geçmiyor, izledikçe akilda yarattığı imaj "tıpkı b sınıfı soykırım filmi sahnelerinin" bir adım ötesine geçmiyor. olayların arkaplanını anlatmak için filmin başında gösterilen koca bir paragrafa güvenilmiş, bu nereden bakarsanız bakın büyük bir tembellik.

    bir zamanlar anadolu'da gibi bir filmi izlerken nuri bilge ceylan herhalde karış karış gezmiş, günlerini, aylarını geçirmiş diye düşünüyorsunuz insanlarla. akın'ın filmde ise "acaba uçak bileti çok mu pahalıydı?" diye düşünmeden edemiyorsunuz. yanlış bir derinlikten bahsetmiyorum, olmayan derinlikten bahsediyorum. ermeni kelimesini herhangi bir kabile ismi, osmanlı'yi ise zulu yapsanız pek bir şey değişmeyecektir, olayları farklı kılacak hiç bir detay yok.

    orhan pamuk'un sözleri sayesinde ödül aldığını iddia etseniz bile kendisinin ciddi tarih bilgisini ve edebi yanını gözardı edemezsiniz (ki sanılanın aksine pamuk türkiye'yi yurt dışında en pozitif ışık altında tanıtan ünlülerdir, x kişileri öldü sözü geçmiyor bile). bu filmde bu şekilde bir sanat olayının zerresini göremedim ben.

    "tabu yıkıyor mu?"

    evet, türkiye tarihi hakkında ben bu denli kanlı bir film izlemedim. buna yurt dışında yapılanlar da dahil.

    "tepki çekecek mi?

    film, bir yunan bir fransız tarafından çekilseydi türkiye o ülkeye nota verirdi (geçmişteki çizgilerinden yola çıkarak). fakat bir türk tarafından çekildiğinden fazla tepki beklemiyorum.

    siyasi gorusten bagimsiz olarak olmamis diyebilirim. odul almasi imkansiz, yalniz cok karistiracak. vaziyet alin.
119 entry daha
hesabın var mı? giriş yap