1687 entry daha
  • orhan pamuk'un tüm kitaplarını okumuş (son romanı kafamda bir tuhaflık'ı henüz bitirmedim) ve dahası üstüne tez yazmış biri olarak hakkındaki pozitif ve negatif yanları ayrı ayrı ele almak gerektiği kanısındayım:

    önce negatif yanlarına bakalım:

    -reklam düşkünü: henüz 1998 yılında bile benim adım kırmızı adlı romanının tanıtımı için, sonradan patlayan seks kasetindeki görüntüler nedeniyle çökertme ali lakabını alacak olan ali kırca yönetimindeki atv ana habere konuk olduğunu hatırlıyorum. daha sonra tüm yapıtları öncesinde kanal kanal gezmeye başladı. en son olarak da kafamda bir tuhaflık bahanesiyle kanallarda şöyle bir gezintiye çıktı. ona salinger ya da pynchon kadar da münzevi ol demiyorum ama karakteri hakkında kötü ipuçları veriyor.

    -yeterince cesur olmaması: bilmem şu kadar ermeni ve kürt öldürüldü çıkışı cesur sayılabilir. ancak tartışma programlarında bunu söylemeyen entelektüeli neredeyse dövüyorlar. bir edebiyatçı olarak siyasi konularda yazmama tercihini (kar romanı hariç) anlarım. ama gezmediği kanal yok. bu kanallarda, ülke bu kadar talan edilmişken kendi romanının tanıtımına daha az süre verip ülke sorunlarına daha fazla değinse, kendisi hakkında atıp tutanları da bir nebze olsun susturmuş olurdu.

    - romanlarının dili : kendisinin tüm romanlarını okumamdan hareketle yapıtlarını ne kadar çok sevdiğim anlaşılabilir. ancak bu romanlarında samimilik pek yok. kullandığı dil biraz yapay kalıyor. çünkü yapıtlarının teknik kısmına daha çok özen gösteriyor. ancak işin bir de öteki boyutu var. konuşmalarında sıkıntı yaşıyor diye edebiyatçılığı sorgulanıyor. bence bu stephen hawking için, "özürlü bir adamdan bilim adamı mı olur" kadar aptalca.

    -karakter yaratmada yetersiz: her ne kadar celal saliki çok sevsek de orhan pamuk'un karakterleri bana göre pek de başarılı değil. çok yönlü karakterler değil. her şeyden önemlisi karakterlerin yeterince ruhsal derinliği yok. sanırım biraz daha psikolojik yapıt okumalı *. hatta şunu diyebilirim ki bence hiçbir zaman selim ışık, raif efendi, zebercet veya c seviyesinde karakterler yaratamayacaktır.
    .......................................................................................................................................................................
    pozitif yanları:

    -roman tekniği : daha önce de belirttiğim üzere roman tekniği konusunda benzersiz. daha ilk romanı cevdet bey ve oğulları'ndan başlayarak her yapıtında kurgusal yeniliklere gitmiş biridir. bu deneysel çabalarını (yeni roman akımı yazarları gibi) deney seviyesine getirmemiş ve yapıtlarında denge unsurunu ön plana çıkartmayı başarmış biridir.

    -titizliği : kendisinin bu konuda flaubert ve joyce gibi en titiz yazarlarla aynı kaptan su içmişliği vardır. zira her romanı için derin araştırmalar yapar. en basitinden sadece masumiyet müzesi için yirmiden fazla ülkede onlarca müze gezmiş. son romanı kafamda bir tuhaflık için köy köy gezip röportajlar yapmış ve kar romanını yazmak için belli bir süre kars'ta bile yaşamış bu nişantaşılı zengin yazar. dört-beş yılda bir roman çıkartması da bunun ispatıdır. yani tüm romanları emek ürünüdür. sadece bu yapıtlarındaki emek bile kendisine saygı duymaya yeterli bir sebep.

    -edebiyat bilgisi: romanları dışında istanbul-hatıralar ve şehir, babamın bavulu, öteki renkler, saf ve düşünceli romancı ve manzaradan parçalar gibi deneme yapıtlarından anlaşılacağı üzere, kendisi edebiyat tarihini ve hemen hemen tüm klasikleri yalayıp yutmuş biri. bu denemeleri okuduğunuzda kendisinin muazzam roman tekniğine vakıf olmasını sağlayan yazarların ve yapıtların izlerini de az çok görebiliyorsunuz.

    -iktidar yalakası olmaması: nasıl ki iktidarı yeterince sert eleştirmediği için kendisini cesur olmamakla suçladıysam, iktidarı hiçbir zaman övmemesiyle de kendisini takdir etmek gerektiğini düşünüyorum. belki eleştirileri beklentiyi karşılayacak düzeyde değil ama en nihayetinde iktidarı arada bir eleştiriyor. eminim iktidarın kendisiyle yakınlık kurma girişimleri de olmuştur. kendisinde henüz, eski solculardan yavuz bingöl gibi bir döneklik görmedik. tam bir denge insanı olduğunu buradan bile anlayabiliriz.
    .................................................................................................................................................................

    netice: daha önce ekşide onlarca kez söylediğimi bir kez daha yinelemekte fayda var sanırım. bence yapıt, yaratıcısından bağımsız olarak düşünülmeli. orhan pamuk karakter olarak beş para etmeyen biri olabilir, bilmiyorum. ancak bu yapıtlarının kalitesi hakkında bir fikir vermez. bir yazarın karakterindeki sorunlar yapıtlarını eleştirme hakkı tanımaz. mesela:

    - fransız jean paul sartre'ın fransa'nın cezayir soykırımını eleştirmesi,
    - norveçli knut hamsun 'un almanların norveç işgalini desteklemesi,
    - rus ivan turgenyev'in rus düşmanı almanları her daim övmesi,
    - irlandalı james joyceun irlanda bağımsızlığına karşı olması

    gibi daha arttırılabilecek birçok muhalif örnekler mevcut. ama bunların orhan pamuk'tan farkı ülkelerince gurur kaynağı olarak görülmeleri. belki joyce istisna. dublin'in simgesi olan bu adamın adını, ironik olarak vere vere kerhane sokağına vermişler.

    edit: "çökelek ali" değil "çökertme ali". bunun için ahmetfirat nickli yazara teşekkür ediyorum.
    sartre ile ilgili verdiğim örnekte sözcük seçiminden kaynaklanan anlatım bozukluğu giderildi. bunun için mesaj atan jimmy mcnulty ve dopermen nickli yazarlara teşekkür ediyorum.
1459 entry daha
hesabın var mı? giriş yap