3 entry daha
  • heyyy diyor bana selam verirken. halbuki hiç sevmem böyle bir selam şeklini. o da biliyor ama o sevdirir. dünyanın en rahat insanı bir de tembel olduğunu düşünüyor, ben görmedim bilmiyorum. (yalan mı söyleyeyim ya görmedim.) ilginç bir insan misal acı sever ama tarçın sevmez. zeytinli açma sever ama normal açma yemez. bitter çikolata yer ama normal çikolata yemez. arada beni fena halde sinir ediyor terlik atıyorum izmir'den istanbul'a, kahkahalar atıyor. kürk mantolu madonna'yı bana sevdiren kişidir. raif efendi'ye ve maria puder'e en az benim kadar dertlenmiştir ama tek cümle etmez! üzmekten korkar. sinirli ve sessizliğe büründü mü durumu fena olup "bırak kaç" moduna geçmiştir. tabii bırakamayız, konuşturana kadar göbeğiniz çatlar. ama tam aksi olmuş ve ben sinirliysem beni sakinleştirmeye çalışması takdire şayandır. mutlaka bir şey yapıp güldürecek demektir. gülmek dedim de annesini uyandıracak kadar gülüyoruz biz gece yarısı. en son gözlerimden yaşlar akana kadar güldüm neyse ki benim odada kimse yok. onu da o düşünsün. (bencil insan modum açık kalmış, pardon.) deliler gibi kendi kendimize gülüp sonra dertleniyoruz. üzgün olduğumu farkediyor, konuşmuyorum çok kızıyor ama asla ısrar etmiyor. aynı cümleleri hala aynı anda yazıyoruz. "ya biz hep karadayı mı konuşacağız?" derken konuştuklarımızın sınırı felsefeye kadar dayanmış olup, sıklıkla bugünü ve yarınları konuşuyoruz. beraber yazıyoruz, beraber okuyoruz. kaderciyiz ikimizde. ben fitrat derim o mizaç. (esra sana burada gönderme var.) bazen üzülüyor kendini sorgularken, bazen de (u)mutlu yarınları düşünüp mutlu oluyor. "olacak" diyorum sadece inan "inanıyorum" diyor mutlu oluyor! "deli kız" diyorum daha da mutlu oluyor. (burada ki "deli" çılgın manasında, aman yanlış olmasın da.)
    bugün buraya çok şey yazmaya gelmemiştim aslında. sana birinin doğum günü mesajını getirdim. o hiçbir zaman buraya gelemeyecek belki. ama burada olmayı çok isterdi bugün biliyorum. ve sen onun yokluğunu hiçbir yerde hissetme istedik birlikte. okuyacakların seni çok seven birinin dilinden "sensin" eminim ki bu yüzden bana bir şey diyemeyeceksin. (demezsin değil mi?)
    iyi ki doğdun deli kız. iyi ki geldin hayatıma. ailen, sağlığın, umudun, neşen ve sevdiklerin hep olsun inşallah yanında. nice güzel yaşlara yürü.
    sözü dostumuza bırakmadan son bir cümle söyleyip gideceğim. ya ben hiç öyle bir insan mıyım?

    "güzel seslim’e;

    tam olarak hatırlamıyorum ama sanırım 33. bölümü yorumlarken yazmıştım. mahir ile feride’nin düğünü trabzon’da olsun, bizler de ‘horon tepelim’ diye. sonra nazik bir uyarı aldım. herkes öyle bilir ama aslen "horon vurmaktır!" diye. işte o güne varya o güne sürekli şükür ediyorum. bana böyle güzel yürekli, can bir dost hediye etti diye.
    evet, henüz bir araya gelemedik. seslerimizi duyduk, yüremizdekileri paylaştık. ama hani derler ya insanlar kelimeleriyle belli ederler kendilerini diye... ben, seni önce kelimelerin ile sonra da güzel yüreğinle çok sevdim can arkadaşım. duam sen ve bana burada yazma imkanı sağlayan güzel insanla bir araya gelip sohbetin dibine vurmak. ( amin) bundan iki yıl önce deselerdi bir dizi sayesinde internetten "can" diyeceğin "canım" diyeceğin dostların olacak şaka mısınız siz derdim? böyle bir şey olabilir mi? sanal bir şey gerçek olur mu? oluyormuş güzel seslim hem de çok güzel oluyormuş.
    öncelikle kaderime seni dost diye yazan rabbime, tanışmamıza vesile olan, dizimize ve seni doğurup bana hediye eden annene çok ama çok teşekkür ederim.
    nice güzel, huzurlu, mutlu, sağlıklı yılların olsun güzel yüreklim. iyi ki doğmuşsun, iyi ki varsın ve hayatımda hep var olasın.
    bir dost"
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap