• bugün doğumgünü olan arkadaşım. iyi ki doğmuş. yalnız biraz daha az tembel olsaymış, iyiymiş. aynı şehirde yaşıyoruz tanışalı bilmem kaç ay olmuş hala gelecek. sen gel deme içinden ben çoluklu çocuklu insanım gelemem..
    magnetler eskidi yemin ederim çekmecelerde. gelseydin bak mesela doğumgünü pastanı keserdik şimdi ama nerdeeee??? kursa gidesim var dedi üç ay yalvardım hadi yazıl diye. vallahide tembel billahide tembel.

    ayrı bir korkum karadayı'nın bitmesi. final bölümünden önce antidepresan alıp stok yapmayı düşünüyorum. pek atalatabilecek gibi durmuyor. neyse doğumgünü mesajı mı yazdık kıza ayar mı verdik belli olmadı. gelelim temenni kısmına:

    canım arkadaşım umarım bu yaşında her şey gönlünce olur. sağlık,iş,para senden yana dursun ama en önemlisi seninde bir mahir'in olsun. senin aşkla bakan gözlerini görmek dileğiyle.. hep var ol..
  • anlamakta güçlük çekiyorum, olabilir insanlar bu mecrada türlü türlü siyaset ve bir dolu çirkinlikten yaka silkerek güzellikleri paylaşma konusunda daha becerikli olabilirler. sevdiği bir dizi aracılığıyla tanıştığı bazı dizi sitelerinde yer almayı tercih edip onlarla bir gönül bağı kurmuş hatta oranın bir çalışanı olmuşsa da sözlük bundan bir hayıra vesile olduğu için mutlu olmalı. oradan bir şeyleri paylaşıyorsa twitter sayfasında, bunun meraklısı insanları mutlu ediyordu. ben bile yazar olmadan karadayı dizisi için ekşi sözlük'te onun yazılarını heyecanla beklerdim.

    her şey bir yana bu değerli insanın yazdıklarıyla onlarca hatta yüzlerce insanın yüreğine dokunduğunu, ufuk açıcı ve ayrıntı taşıyan yazılarıyla buraya canlılık katan insanlardan biri olduğunu lütfen hatırlayın. hangi hata insan onurundan daha önemlidir, buradan biri gönderildiği zaman her entry bir insanı simgelemiş olsa 500'den fazla insanın hatırası da silinmiş olacak. tamam nice insanlar uçuruldu kabul, buraya girerken belli şartları kabul ediyoruz, elbette bunlara uymakla da yükümlüyüz.

    inşallah bir yanlış anlamadır ve yanlışın bağdat'tan döndüğü gibi sabahlari mantar corbasi icen kiz da buraya döner.
  • nevi şahsına münhasır birisi. mutlaka tanımanız gerek. sohbeti bazen ummadık pencereler açıyor bana. bakmadığım yönleri gösteriyor her defasinda. güzel bir insan. telepatik olarak iyi anlaşıyoruz, aynı anda aynı cümleler! yıllar önce rize'de kaldığım zamanlar muhtemelen o parkta karşılaştık yada bezm-i elestte! başka türlü açıklaması zor. tam güzel bir sohbet devam ederken ben bir kelime söylüyorum muhabbet darmadağın! sil bunu sil...
  • heyyy diyor bana selam verirken. halbuki hiç sevmem böyle bir selam şeklini. o da biliyor ama o sevdirir. dünyanın en rahat insanı bir de tembel olduğunu düşünüyor, ben görmedim bilmiyorum. (yalan mı söyleyeyim ya görmedim.) ilginç bir insan misal acı sever ama tarçın sevmez. zeytinli açma sever ama normal açma yemez. bitter çikolata yer ama normal çikolata yemez. arada beni fena halde sinir ediyor terlik atıyorum izmir'den istanbul'a, kahkahalar atıyor. kürk mantolu madonna'yı bana sevdiren kişidir. raif efendi'ye ve maria puder'e en az benim kadar dertlenmiştir ama tek cümle etmez! üzmekten korkar. sinirli ve sessizliğe büründü mü durumu fena olup "bırak kaç" moduna geçmiştir. tabii bırakamayız, konuşturana kadar göbeğiniz çatlar. ama tam aksi olmuş ve ben sinirliysem beni sakinleştirmeye çalışması takdire şayandır. mutlaka bir şey yapıp güldürecek demektir. gülmek dedim de annesini uyandıracak kadar gülüyoruz biz gece yarısı. en son gözlerimden yaşlar akana kadar güldüm neyse ki benim odada kimse yok. onu da o düşünsün. (bencil insan modum açık kalmış, pardon.) deliler gibi kendi kendimize gülüp sonra dertleniyoruz. üzgün olduğumu farkediyor, konuşmuyorum çok kızıyor ama asla ısrar etmiyor. aynı cümleleri hala aynı anda yazıyoruz. "ya biz hep karadayı mı konuşacağız?" derken konuştuklarımızın sınırı felsefeye kadar dayanmış olup, sıklıkla bugünü ve yarınları konuşuyoruz. beraber yazıyoruz, beraber okuyoruz. kaderciyiz ikimizde. ben fitrat derim o mizaç. (esra sana burada gönderme var.) bazen üzülüyor kendini sorgularken, bazen de (u)mutlu yarınları düşünüp mutlu oluyor. "olacak" diyorum sadece inan "inanıyorum" diyor mutlu oluyor! "deli kız" diyorum daha da mutlu oluyor. (burada ki "deli" çılgın manasında, aman yanlış olmasın da.)
    bugün buraya çok şey yazmaya gelmemiştim aslında. sana birinin doğum günü mesajını getirdim. o hiçbir zaman buraya gelemeyecek belki. ama burada olmayı çok isterdi bugün biliyorum. ve sen onun yokluğunu hiçbir yerde hissetme istedik birlikte. okuyacakların seni çok seven birinin dilinden "sensin" eminim ki bu yüzden bana bir şey diyemeyeceksin. (demezsin değil mi?)
    iyi ki doğdun deli kız. iyi ki geldin hayatıma. ailen, sağlığın, umudun, neşen ve sevdiklerin hep olsun inşallah yanında. nice güzel yaşlara yürü.
    sözü dostumuza bırakmadan son bir cümle söyleyip gideceğim. ya ben hiç öyle bir insan mıyım?

    "güzel seslim’e;

    tam olarak hatırlamıyorum ama sanırım 33. bölümü yorumlarken yazmıştım. mahir ile feride’nin düğünü trabzon’da olsun, bizler de ‘horon tepelim’ diye. sonra nazik bir uyarı aldım. herkes öyle bilir ama aslen "horon vurmaktır!" diye. işte o güne varya o güne sürekli şükür ediyorum. bana böyle güzel yürekli, can bir dost hediye etti diye.
    evet, henüz bir araya gelemedik. seslerimizi duyduk, yüremizdekileri paylaştık. ama hani derler ya insanlar kelimeleriyle belli ederler kendilerini diye... ben, seni önce kelimelerin ile sonra da güzel yüreğinle çok sevdim can arkadaşım. duam sen ve bana burada yazma imkanı sağlayan güzel insanla bir araya gelip sohbetin dibine vurmak. ( amin) bundan iki yıl önce deselerdi bir dizi sayesinde internetten "can" diyeceğin "canım" diyeceğin dostların olacak şaka mısınız siz derdim? böyle bir şey olabilir mi? sanal bir şey gerçek olur mu? oluyormuş güzel seslim hem de çok güzel oluyormuş.
    öncelikle kaderime seni dost diye yazan rabbime, tanışmamıza vesile olan, dizimize ve seni doğurup bana hediye eden annene çok ama çok teşekkür ederim.
    nice güzel, huzurlu, mutlu, sağlıklı yılların olsun güzel yüreklim. iyi ki doğmuşsun, iyi ki varsın ve hayatımda hep var olasın.
    bir dost"
  • kıskandığım en gizemli kadın!gizemli diyorum evet çünkü ser verir sır vermez cinsten.karşılıklı iki çift lafımız olmadı evet ama hislerimde yanılmam.kıskanıyorum diyorum evet çünkü kendisi benim en kıymetlimle saatlerce sohbet falan ediyor.onun yüzünden twitter hesabımı kapattım o derece kıskancım :d itiraf oldu buda bak çorbacı :) çorbacı diyorum ona nickinden ötürü ama yakışıyor.güzel insan.biraz karmaşık sanki ama aslında öyle değil bence.değişik bir karizması var ne yalan söyleyeyim.yüzünü sorsan bilmem o derece ama adını çok duyarım.bide tembelmiş öyle duydum ben :p
  • sözlükte haksız yere uçmuş biri daha ve sanırım niye gittiğini hiçbirimiz tam olarak bilemeyeceğiz. reklam ya da spam içerik her neyse sebebi -ki ben kabul etmiyorum hiçbirini- bari bir şey yapmış olsaydı da o zaman derdik ki "uçtu ama yaptı da!" bunu henüz kabullenemedim ve aşırı derecede üzgünüm. kendisi beni teselli ediyor düşünün. madem reklam yapacaktın bari benim reklamımı yapsaydın! bensiz mi yaptın ya da ben niye görmedim her dakika beraberken! artık geri gelemeyeceğine kendi de inandığı için, yeniden buralara dönmek adına yeni bir hesap aldı. çaylak oldu yaklaşık on yıl sonra! ne acı değil mi? en çok o "mesajınız var yeşili"ni özleyeceğini söylüyor. umarım bu özlemi çabuk biter ve çabucak yazar olur, yeniden bize katılır. sevenleri ve badilerine duyurulur yeni nicki matruskanin icinden cikan kedi. kendisinin bir de notu var; uçtuğunu öğrendiğinde yardım etmeye çalışan herkese ayrı ayrı teşekkür ediyor. var olunuz...
    onu yeniden buralarda yazar olarak görmek isteyenlere bir dipnot: o iyi bir takipçidir, bilirsiniz bulunca bırakmaz! sıra sizin, haydi destek zamanı.
  • ayrımcılığa kurban gitmiş yazar.
    eğer reklam/flood yapıyor diye gittiyse, sırf reklam için açılan başlıklara ne demeli?

    sözlük, kış ortasında zapt edemediğimiz kalın yorgan gibi artık. kocaman; ama bir tarafı kapatacağım derken diğer taraf açıkta kalıyor.
  • aslında tam bir cadı, bir de fena ki ayyyy "dostlar" başına böyle bir insan. geçen gün bana mücver tarifi verdi yalnız tarifi verirken bir hava bir hava, sanırsın bana portakallı pekin ördeği tarifi veriyor! tamam güzel yapıyorsun anladık da bu havan kime. önce sen, benim sana verdiğin tarifleri uygula da görelim. (vurdu ve gol oldu.) zaten tutturamadım da mücveri, tadı çok güzel olmuştu orası ayrı bir konu. sen mücverini yap, ben seni anlatayım diye düşündüm ne dersin?
    biz "aynı anda" "aynı cümleleri konuşarak" yola çıktık. aynı cümleler vardı dilimizde uzunca bir süre. aynı duyguların çemberinde hemhal olduk. aynı anda ağladık ve güldük, hatta abartıp "delirdi bizim kız" lafını ikimiz birden duyduk. o "bazen" anlattı, ben bazen ağlaya ağlaya dinledim. o ne yaptı orada bilmiyorum, soramadım bile! ben kendimi anlattıkça biliyorum ki içinden hiç tanımadığı birine sakin sakin küfür etti. tam bir sırdaş, kessen söylemez sırrını. sadece anlatın o dinlesin. zaten şöyle en başa dönüp bakınca bana attığı ilk mesajla inanmışım ben ona. (başka sözler de verdi, tutacağı ve o sözlerin olacağı günü bekliyorum!)
    neler yaptık bu iki senede ben bile şaşırıyorum. tam 40 hafta her pazartesi karadayı için yorum yazdık. diziye manyakça bağlandık, dizi bitti bıraktıkları kaldı bize. hava, su, toprak, aşk, ölüm, ayrılık ne yok ki içinde.
    ikimizin bu kadar alakasız olup, bunca benzemesi normal değildir sanıyorum. az konuşandır, çenesi düşük olan benim. güldürendir, gülen benim. şımarandır, akıllı ol diyen benim. ayrı siyasi düşünceler, ayrı yaşam tarzı, biraz ayrı inanışlar. hiçbiri onun gözünde problem teşkil edemez! ikili ilişkilerde değer verdiği tek şey insanın özü çünkü! değişik bir insan, fikrinden dönmez. belki biraz yumuşar ama fikrini sana asla dayatmaz. ruhu ince, dili naif ve kırılgan biridir. kırılsa bile bunu hemen diyemez. benim gibi ani tripleri yoktur, çekip gitmez. bile isteye birini kıramaz, işine gelmeyeni hiç duymaz. güçlü bir dili var ve sağlam laf sokar, öyle ki kalakalırsın duyunca. (bana bir taş attı, kafam hâlâ acır aklıma geldikçe.) ben ağlarsam o da ağlar biliyorum. soru sormaz, insanı rahat bırakır sinirliyken darlamaz. iki koca sene oluyor, neler kattı bana kendi de bilmiyor belki. kendine zerre kadar güvenmeyen birine "sana güveniyorum" diyor her konuda. ağlarken güldürüyor, gülerken gülme krizlerine sokuyor. garip garip rüyalar görüyor bir de benden yorum istiyor deli. senin rüyalara ayrı başlık açmalıyız diyorum, kahkaha atıyor. (burada gülen, ağzı kocaman bir smiley var)
    biz onunla; olmayanları konuşmayı, olanı beraber atlatmayı, gelmeyenlerin hayalini gene birlikte kurmayı öğrendik. bir de bana "kasımda arkadaşlık da başkaymış" dedi. 'kasım'dan yaralı biri için çok afilli bir sözdü bu. bunu bir ben anlarım, birini alan rabbim o güne yıllar sonra birini daha yolladı. böyle bir insan bana ödüldür. iyi ki gelmiştir.
    hee bir de unutmadan ben gibilerin kendi çölünde karşılaştıkları kişiler genelde talihsiz oluyor sanıyorlar. ben kendi uçsuz bucaksız çölümde beni dinleyen birini buldum. senin de anlayanın, dinleyenin ve sevenin çok olsun e mi! yazının başında aynılar birleştirdi bizi demiştim. bir "aynı" daha ekledik geçen haftaya. o "aynı" da çok ilginçti, unutulmazlar arasında ilk sıraya yükseldi. tabii bunun ne olduğunu burada demeyeceğim okuyanlara, o biliyor zaten. beraber çok istediğimiz bir "aynı" daha var. sen biliyorsun allah'ım zaten bunu, bize bunu da göster. amin.
    not: günün en mutlusudur. taze teyze olmuştur, gün içinde bir yeğeni daha olacağı müjdesini almıştır. sağlıkla büyüsünlerdir, eee darısı bizedir.
  • bu nasıl iş ya. sözlükte doğru düzgün yazar kalmayacak. kendi halindi arlı edepli entry yazan insanı neden uçurdunuz. ayıptır günahtır etmeyin!
  • bir yazar.
hesabın var mı? giriş yap