42 entry daha
  • --- dikkat spoiler çıkabilir ---

    birlikte geçirdiğimiz koca otuz bölümden sonra, jenerikteki kadın isimlerini fark edebilecek kadar danca'ya tanıdıklaşmam sonrasında, ancak kadınların fark edebileceği ve dikkat çekebileceği bu muhteşem detaylarla dolu kadın dizisinin ekibine, -her ne kadar buradan habersiz olduklarını bilsem de- en içten tebriklerimi gönderiyorum.

    the good wife ile birlikte, bana kadınların iş dünyasındaki başarılarını bu kadar heyecanla izlettirebilen nadir yapımlardan biri. good wife'la avukat olmadığım için, borgen'le politikacı olmadığım için hayıflanma sebepleri buldum kendime.

    ve gerçekçilik... hayatımda izlediğim en gerçekçi dizilerden biri olmasaydı, 3. sezon sonunda brigitte başbakan olurdu. olmadı. katrine, kasper, philip, bent, magnus o kadar doğal karakterler ki, bugün kopenhag'ta olsam caddede karşıma çıkacaklar sanki. bu hissiyatı bir diğer danimarka yapımı bron|broen'de de hissetmiştim. (yazar burda, bunu seven onu da sevdi demek istiyor.)

    ayrıca magnus gibi oğlum olacağını bilsem, çocuk sahibi olma fikrine bu kadar karşı olur muydum, sanmıyorum.

    sidse babett knudsen, enerjisine, sevgi dolu bakışlarına, gücüne ve cesaretine hayran kaldığım bir oyuncu. ilk sezondaki o elbiseye girememe sahnesi, saçma sapan renkli bir elbiseyle son derece ciddi bir programa katılıp tarihi laflar etmesi filan... bize fazla bunlar arkadaşlar, bizim oyuncularımız malesef 'ayh bu elbise beni dana gibi gösterecek kesinlikle giymem'den öteye gidemeyen kesimden seçiliyor. hoş, biz ülkemizdeki siyasi ortama dair en ufak bir gönderme içeren diziyi en az yüz yıl sonra çekebileceğimiz için, bu konuya çok da takılmamak lazım ya.

    kısacası, beni bir kez daha kendine hayran bırakan bir ekip işi, şansıma tükürmemi sağlayan ve neden danimarka'da değil de türkiye'de doğdum diye isyan ettiren harika insanlarla dolu bir yapım kendisi.

    çok gerçek.
    çok anlamlı.
    çok heyecanlı.

    --- dikkat spoiler çıkabilir ---
150 entry daha
hesabın var mı? giriş yap