gerekmedikçe kimseyle konuşmayan insan

• ingilizce kursuna gittiğinde ingilizcesi kötü olduğu için konuşmuyor diye değerlendirilen insan.
  
  yıllar evvel çalıştığım şirket çalışanlarını ingilizce kursuna gönderdi.
  
  seviye tespit sınavı sonrası, gruplar ayrıldı. en üst grup için ise, iş ingilizcesi denerek bir konuşma grubu oluşturuldu. beni de bu bu sınıfa dahil ettiler ama, hem başlık konusu kategoriye yakın olmam, hem gün içi türkçe konuştuğum türk arkadaşlarımla ingilizce sohbet etmek anlamsız ve zevksiz geldiği için gerekmedikçe konuşmadım.
  
  konuşma grubu olmasına rağmen, bir süre sonra insan kaynakları bizi takip edebilmek için yazılı bir sınav istedi amerikalı hocadan. illa somut bir şey gerekiyor ya ibnelere, kim iyi kim kötü…
  
  hoca sınavı yapıyor, giriyorum yapıyorum bir şeyler. bir süre sonra, sınıfta notları açıklıyor. birkaç kişinin notlarını açıkladıktan sonra duruyor ve kendisini çok şaşırtan bir sonuçtan bahsediyor.
  
  neymiş o, en yüksek notu ben almışım, çok sürpriz bir sonuç olduğunu söylüyor.
  
  bunun nasıl olduğunu soruyor,
  
  diyorum ki : lan ibne (ibne gizli özne) bu gayet normal bir sonuç
  
  john ikna olmuyor, sen sınıfta hiç konuşmuyorsun diyor
  
  ben de diyorum ki : lan fırıldak (fırıldak gizli özne) ben konuşmayı sevmiyorum. sen eğer türkçe hocası olsaydın, ben yine konuşmayacaktım. sen de benim bu kez türkçemin kötü olduğunu mu söyleyecektin yavşak.
  bu cevap sınıf arkadaşlarımın çok hoşuna gidiyor ve ertesi gün john’a verilen ayar olarak şirkette gündem oluyor.