80 entry daha
  • benim de zaman zaman, kimseden de çekinmeden yaptığım şeydir.

    bu eylemi eleştirenler facebook, twitter, hatta onedio, hürriyet gibi sitelerin bağlantılarını verince çok gülüyorum. blog dediğin üç kuruş kazanmayan siteler iken (türkiye'de blog işinden en çok para kazananlar -kendi söylemlerine bakmayın- en fazla ev kiralarını çıkartıyorlar) saydığım büyük siteler ziyaretçileri müşteri olarak kabul etmiş, ufak olanları milyon dolar cirolu, büyük olanları milyar dolar cirolu şirketler. blog yazarı kendi emeğiyle kurduğu bir sitede ya hiç para kazanmadan, ya da koyduğu/aldığı reklamlarla az-buz bir şeyler kazanarak kendi düşüncelerini duyurmaya çalışıyor. hele hele hosting, domain gibi masraflara girenler çoğu zaman para kazanmak yerine para kaybediyor. (tabii yalan olmasın, yılda 100-150 lira kaybetmek de çok üzücü bir durum değil.)

    işin daha da komik kısmı şu: blog sahiplerini "röklom yopmok"la eleştirenler, eleştirilerini gönüllü olarak yazdığı bir platforma (ekşi sözlük) yazarak o platforma para kazandırıyor. ("benim yazdığımdan ekşi sözlük ne kazanıyor lan" diyen vizyonsuz arkadaşlar, kimse yazmasaydı sözlük'e kimin gireceğini, kimse girmeseydi sözlük'e kimin reklam vereceğini düşünsün.) elbette ekşi sözlük'e kazandırdığımız parada gözümüz yok (en azından benim yok, platform güzel, muhabbet güzel) ama eleştirecek bir şey bulamayınca ayak serçe parmağını çarptığı masayı eleştiren güzide yazarlarımız, sanki çok aşırı paralar kazanıyormuşuz da onlar bunu hazmedemiyormuş gibi bizi eleştirirken ekşi sözlük'e; youtube, sözcü, instagram gibi kodamanlara bağlantı verirken de onlara para kazandırıyor ve dolayısıyla gülünç duruma düşüyorlar.

    "para kazanmadıklarını biliyorum, eleştirdiğim şey o değil" diyenlerin durumu daha fena: bir kişinin kendine ait bir alanda yazması sana niye bu kadar ters geliyor kardeşim? okunmanın, takip edilmenin tat verdiği tek yer blog'lar mı sanıyorsun? twitter'da yeni bir takipçin olduğunda, instagram'da bir fotoğrafın beğenildiğinde, ekşi sözlük'te bir entry'n debe'ye girdiğinde nasıl sevindirik oluyorsan bir blog sahiplerinin yazılarının okunması da aynı seviyede masum bir sevinç yaratıyor. kendi düşünceni yaymak için ekşi sözlük'te yazmanla kendi düşünceni yayman için bir site açmak arasında o açıdan bir fark yok. fark şurada: ekşi sözlük'te on binlerce üye birbirlerinin yazdıklarını beğeniyor, yüz binlerce ziyaretçi de her gün ekşi sözlük'ü okuyor ama blog sahibi, yazılarını birine okutabilmek için başkalarını haberdar etmek zorunda. (ekşi sözlük nezdinde bu olay bkz verilerek yapılıyor, sosyal ağlar ise zaten bütünüyle kişinin kendisini başkalarına tanıtabilmesi amacıyla oluşturulmuş sistemler.)

    neyse, iki cümle yazayım diye oturup paragraflar yazmışım. ben derdimi efendi bir şekilde anlatmaya çalışsam da biri bugün-yarın bu entry'nin altına kendi entry'sini ekleyip blog yazarlarını aşağılamaya, bizleri para kazanma sevdalısı ilgi manyakları olarak yaftalamaya devam edecek. ben de buraya uzun uzun, gereksiz gereksiz yazdığımla kalacağım.
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap